Dünya
ve ahiretine yaramayan, sadece bazı tartışmalarda ve bilgiçlik taslamada işe
yarayabilen bilgi türüdür. Mesela, 1980 yılının en hızlı koşan adamının ismini
ezberlemek gibi. Maalesef günümüzde genel kültür dendiği zaman bu tür şeyler
akla geliyor. Bilime ve insana hiçbir faydası olmayan bir sürü ıvır zıvır
bilgiler...Konuyu fazla dağıtmayalım.
Kitap
okumanın faydalarını saymakla bitiremeyiz...
Bizim
asıl değinmek istediğimiz konu; kitap okuma alışkanlığıdır.
Bu
alışkanlık, küçük yaşlarda kazanılırsa, daha etkili, daha güzel ve daha kalıcı
olur.
Çocuklara
ve gençlere okuma alışkanlığı kazandırmak lazımdır. Peki, bu nasıl mümkün
olabilir?
Çocukların
ve gençlerin okudukları zaman heyecan duydukları çizgi romanlar, kısa hikayeler,
meraklı çocuk romanları, kelime hazinesini geliştiren bulmacalar, bilmeceler,
çocuklar ve gençler için hazırlanmış mecmualar bu iş için biçilmiş kaftandır.
En
güzel okuma alışkanlığını bu bahsettiklerimiz sağlayacaktır.
Yoksa,
çocuklara direkt bilginin verildiği ders kitaplarının ve ağır kitapların
okutulması çok zordur. Ülkemizde bu işi en güzel yapan ve başarılı olan
kuruluşlardan bir tanesi Türkiye Çocuk Dergisi’dir. Yıllardan beri profesyonel
ve uzman kadrosu ile çocukları ve gençleri geleceğe hazırlıyor.
Ülkemizde
okuma alışkanlığının çok yetersiz düzeyde olduğunu kabul etmek zorundayız.
Dünya ülkeleri ile kıyaslandığımız zaman, çok geri saflarda kalıyoruz.
Televizyon
ve radyo gibi cihazlardan edinilen bilgiler, uçucudur. Çok bilgi verilse dahi, bunları
hatırımızda tutmak zordur. Çünkü, bu bilgilere erişmek için hiçbir emek
harcanmamıştır.
Ama
kitap öyle değil. Belli bir emek harcanarak edinilen bilgilerin unutulma
ihtimali daha düşüktür.
Soru:
Bazıları dini ve ilmi diyorlar. Din ilimden ayrı mıdır?
CEVAP:
İslamiyet,
ilmin tâ kendisidir. Kur'an-ı kerimde birçok yerde, ilim emredilmekte, ilim
adamları övülmektedir. Mesela, (Bilen ile bilmeyen hiç bir olur mu, bilen
elbette kıymetlidir) buyurulmaktadır. (Zümer
9)
Peygamber efendimizin ilmi öven ve teşvik buyuran sözleri o
kadar çok ve meşhurdur ki, gayrı müslimler
dahi bunları bilmektedir. Yukarıda birkaçını bildirdik.
İslam
dininde kadın, kocasının izni olmadan nafile hacca gidemez. Sefere çıkamaz.
Fakat kocası öğretmezse ve izin vermezse, ondan izinsiz, kendisi için lüzumlu
ilmi öğrenmeye gidebilir. Allahü teâlânın
sevdiği hacca izinsiz gitmesi günah olduğu halde, ilim öğrenmeye izinsiz
gitmesi günah olmuyor. Hadis-i şerifte,
(Nerede ilim varsa, orada Müslümanlık vardır. Nerede ilim yoksa, orada kâfirlik
vardır) buyuruluyor. Burada da ilmi emretmektedir. (Herkese Lazım Olan İman)
İlim,
dinden ayrı değildir. İslam ilimleri ikiye ayrılır:
1-
Akli ilimler,
2-
Nakli ilimler.
Fizik,
kimya, matematik, edebiyat gibi tecrübi ilimlere, akli ilimler denir. Tefsir,
kelâm, hadis, fıkıh gibi ilimlere de nakli ilim veya din ilimleri denir.
"İslamiyet,
ilmi, fenni emreder" demek bile yanlış anlaşılabilir. İslamiyet’in kendisi
ilimdir.
Fen
ilimleri, İslamiyet’in bir koludur. Din [İslamiyet] denince, içine ilim de
girer. Bunun için, dini ve ilmi demek yanlıştır. Fen, dinden ayrı değildir.
"Dini,
ilmi, edebi ve ahlaki yayın" gibi tabirler kullananlar, böyle konuşup
yazanlar, ya dinimizi iyi bilmiyorlar veya mezhebi kabul etmiyorlar. Bütün
ilimler, İslam bilgileri içinde incelenir. Dini, ilimden ayıranlar, Batılı
yazarların tesiri altında kalan kimselerdir. Dinimizde ahlak da var, edep de
var, edebiyat da... Bu bakımdan "Dini, ilmi, edebi, ahlaki yayın"
tabiri doğru değildir. Dini denilince, diğerleri kullanılmaz. Dini kelimesi
kullanılmadan diğerlerinin hepsini kullanmakta mahzur yoktur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Fen
ve sanat müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın!) [İbni Asakir]
(İlim
Çin’de de olsa talep edin! Öğrenin!) [Beyheki]
Çin,
eskiden olduğu gibi yine müslüman değildir. Çin’den alınacak ilim, elbet fen
ilmidir. Her türlü teknolojidir. Bu bakımdan hiç kimsenin, İslamiyet’in ilme,
tekniğe karşı olduğunu söylemesi mümkün değildir.
Soru:
Kadın ve erkeğe farz olan ilimler nelerdir?
CEVAP:
Dinimizde
farz olan ilimler ikiye ayrılır: Farz-ı kifaye, Farz-ı ayn olan ilimler.
Dünya
işlerini tanzim için gereken tıp, ziraat, terzilik, siyaset gibi ilimler,
farz-ı kifayedir.
Bu
ilimleri bilen kâfi miktarda insan varsa, diğer insanların bu ilimleri öğrenmesi
farz olmaz. Yani bu ilimleri bilmediği için diğer insanlar mesul olmazlar.
Farz-ı
ayn olan ilimleri her müslümanın bilmesi farzdır. Mesela namaz, oruç gibi
ibadetleri her müslümanın bilmesi farzdır. En başta da Ehl-i sünnet itikadını öğrenmek her müslümana
farz-ı ayndır. Ancak zekat verecek zenginin zekat ilmini bilmesi farz-ı ayn
iken, fakirin bilmesi farz değildir. Evlenecek kimsenin evliliğe ait lüzumlu
bilgileri bilmesi farzdır. Evlenmeyecek kimsenin evliliğe ait bilgileri bilmesi
farz değildir. (Hadika)
Soru:
Dinimi daha iyi öğrenebilmem için çok çeşitli kitap okumanın zararı olur mu?
CEVAP:
Çok
kitap okumak, çok ilim öğrenmek yerine faydalı ilim öğrenmek gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İlmin
faydası, ibadetleri doğru ve makbul yapmakla görülür. Haramlardan
sakındırmayan, zühdü artırmayan ilim, ancak Allahü
teâlânın gazabını artırır.) [Deylemi]
(İlmi
çoğaldığı halde, ahlakı düzelmeyen kimse, Allahü
teâlâdan uzaklaşır.) [Deylemi]
Hikmet
nedir?
Soru:
Gayrimüslimlerden alınan
ilimlerden istifade etmenin mahzuru olur mu?
CEVAP:
Dini
bilgiler, ehl-i sünnet âlimlerinden alınır yani onların kitaplarından
öğrenilir. Fen ilmi ise her yerden alınır. Bu konudaki üç hadis-i şerif meali
şöyledir:
(Hikmet,
[fen ve sanat] müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alması gerekir.)
[İbni Asakir, Askeri]
(Hikmeti
al, hangi kaptan çıktığı sana zarar vermez.) [Künuz-ül hakaik]
(İlim
Çin’de de olsa alın.) [Beyheki]
Bu
hadis-i şerifler, dünyanın en uzak yerinde, hatta kâfirlerde bile olsa ilmi
almayı emretmekte, doğu veya batıdan gelme diyerek fenni reddetmemek
gerektiğini bildirmektedir. (Mevduat-ül-ulum)
Hikmet,
fen ilmi anlamına geldiği gibi, başka anlamlara da gelir. Mesela fıkıh ilmi
anlamına da gelir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah,
hikmeti [fıkh ilmini] kime dilerse ona verir. Her kime hikmet verilmişse,
muhakkak ona çok hayır verilmiştir.) [Bakara
269]
Hikmet,
eşyanın mahiyetini, vasfını ve özelliğini bilmek anlamına da gelir. Bir âyet
meali şöyledir:
(Allah’a
şükret diye Lokmana hikmet verdik. Şükreden kendisi için şükreder.) [Lokman 12]
Soru:
İlim öğrenmenin şartı falan var mı?
CEVAP:
İlim
talep edene öğretilir. Talep etmeden ilim öğrenilmez. Bir şeyler
ezberleyebilir, durumu idare edebilir ancak faydasını pek göremez. İlim
öğrenmenin ilk şartı talep etmektir.
Soru:
Günah işleyerek ilim öğrenilir mi?
CEVAP:
Öğrenilmesi
lazım olan ilim bile, günah işleyerek öğrenilmez.
Soru:
Okulda bulunduğumuz ve evde ders çalıştığımız her an, hiç durmadan sevap
almamız için nasıl niyet etmeli?
CEVAP:
Şöyle
niyet edilebilir: (Okula, eğitimim bitince, müslümanlara, insanlara hizmet
etmek için gidiyorum ve derslerime onun için çalışıyorum. Ya Rabbi bana faydalı
ilim nasip eyle.)
Soru:
"Bilip de yapmamanın cezası daha büyüktür" diyerek dini meseleleri
öğrenmek istememek uygun mudur?
CEVAP:
Öğrenmesi
mümkün iken öğrenmemek de günahtır. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Aynı
günahı işleyen âlime bir, cahile iki günah yazılır. Âlim, yalnız günahın, cahil
ise, hem günahın, hem de o meseleyi öğrenmemenin cezasını çeker.) [Deylemi]
Soru:
Dünya ve ahireti kazanmak için ne gerekir?
CEVAP:
Dünya
ve ahireti kazanmak, ilim iledir. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Her
şeyin bir yolu vardır. Cennetin yolu ilimdir.) [Deylemi]
Ahireti
kazanmak ilim ile olduğu gibi, dünyada da rahat ve huzur içinde yaşamak, yine
ilim iledir. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Süleyman
aleyhisselam, mal, saltanat ve ilim arasında muhayyer bırakıldı. İlmi seçti.
Mal ve saltanat da verildi.) [Deylemi]
En
üstün amelin ne olduğu sual edildiğinde, Peygamber
efendimiz, (Allahü teâlâyı bilmek)
buyurdu. Onlar, (Ya Resulallah, biz amelden soruyoruz. Siz ilimden cevap
veriyorsunuz) dediler. (İyi bilin ki, ilim ile yapılan az amel kıymetlidir.
Fakat cehaletle yapılan çok amel faydasızdır) buyurdu. (İbni Abdilber)
Tasavvufu,
yani tarikatı öğrenmeden önce, ilim öğrenmek gerekir.
Bedreddin-i
Serhendi hazretleri buyuruyor ki:
(İmam-ı
Rabbani hazretlerinden Buhari, Mişkat,
Hidaye, Şerh-i Mevakıf kitaplarını okudum. Gençleri ilim öğrenmeye teşvik eder,
"Önce ilim, sonra tasavvuf" buyururdu. Benim ilimden kaçındığımı,
tasavvuftan zevk aldığımı görünce, halime merhamet ederek, "Kitap oku,
ilim öğren, cahil sofu, şeytanın maskarası olur, Rütbetül-ilmi aler rüteb yani,
rütbelerin en üstünü, ilim rütbesidir" buyurdu.) [Hadarat-ül-kuds]
Soru:
En iyi ibadet nedir?
CEVAP:
Her
zaman doğru iman sahibi olmaya, farzları yapıp haramlardan kaçmaya, tevbe edip
farz borçlarını ödemeye çalışmalıdır! Bunları doğru yapabilmek de, ancak ilimle
mümkündür. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Gece
bir müddet ilim öğrenmek, bütün gece ibadet etmekten sevaptır.) [R. Nasıhin]
(Sabah-akşam
ilimle meşgul olmak, cihaddan efdaldir.) [Deylemi]
(İlimden
bir mesele öğrenmek, yüz rekat [nafile] namaz kılmaktan daha kıymetlidir.) [İ. Abdilber]
İlimsiz
amelin kıymeti olmaz. Günümüzde ilmin önemi daha büyüktür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Siz
fakihleri çok, hatipleri az, isteyeni az, vereni çok bir zamandasınız. Böyle
zamanda amel ilimden hayırlıdır. Bir zaman gelir ki, fakihleri az, hatipleri
çok, isteyeni çok, vereni az olur. O zamanda ise ilim amelden hayırlıdır.) [Taberani]