Soru:
Kıyamet günü mizanda sevabı ağır gelen mümin Cennete gidecek deniyor. Hâlbuki
Kur'anda buyuruluyor ki:
(Zerre
kadar hayır ve şer işleyen, karşılığını görür.) [Zilzal 7,8]
Biliyoruz
ki, Müslüman günahlarına tevbe edemeden öldüyse, hayatta iken işlediği
günahlarının cezasını yine hayattayken çektiği sıkıntı, hastalık vb. nimetlerle
ödeyememişse, vefatından sonra kabir azabıyla, yine yetmiyorsa, mahşer
sıkıntıları çekerek ödüyor, şefaatle de bunlar giderilemiyorsa, Cehennemde
günahlarının karşılığı kadar kalıyor. O halde yukarıdaki söz yanlış değil mi?
CEVAP:
O
söz de, sizin bildirdikleriniz de yanlış değildir. Evet, günahları
sevaplarından çok olursa öyle olacaktır. Yani hayatta, ölüm anında, kabirde ve
mahşerde çektiği sıkıntılar yine yetmezse o zaman kalan günahları kadar
cezasını çekecektir. Hadis-i şerifte,
(Günahsız insan olmaz) buyuruluyor. O zaman her günah için azap çekersek yandık
demektir. Sevabın faydası, günahları yok etmek içindir. Mesela kul hakkı çok
önemli, bunu nafile ibadetlerle ödeyemeyiz. Farz ibadetlerimizle bunu ödememiz
gerekir. Eğer birinin kalbini kırarsak kul hakkı geçer. Onunla helalleşmek
gerekir. O hakkını helal etmezse ne olacak? Farz ibadetlerimizden ona verirler.
Yahut onun işlediği büyük günahları bize yüklerler. Evet, zerre kadar günah ve
zerre kadar iyilik zayi olmaz. Günahlar mizanda tartılır. Hangisi ağır gelir
ise ona göre muamele edilir.