Soru:
Ahirette mükafat da cezada büyük olduğu için, imtihan da çok büyük olacak değil
mi?
CEVAP:
Cennet,
müminler için ebedi mükafat yeri, Cehennem de, kâfirler için ebedi ceza
yeridir. Cennet, hatıra, hayale gelmeyen nimetlerle doludur. Cehennem de, akıl
almayacak azaplarla doludur. Mükafat ve azaplar bir hâl işidir. Yaşanmadıkça
anlatılamaz. Mükafat ve ceza büyük olduğu için sorgu-sual işi de büyük
olacaktır. Allahü teâlâ, (Salih kullarım
için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, hatta hatıra gelmeyen, hayal
edilemeyen nimetler hazırladım) buyuruyor. (Müslim)
Kur'an-ı
kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Artık
onlar için yaptıklarına mükafat olarak göz aydınlatıcı ne nimetler saklandığını
[hazırlandığı] hiç kimse [Hatta melekler ve peygamberler bile] bilemez.) [Secde
17 Beydavi]
Cehennem
azabının şiddeti de çeşitli âyet-i kerimelerle bildirilmiştir. Böyle büyük
mükafat ve büyük ceza için elbette büyük imtihan olacak ve ince şeyler
sorulacaktır.
Kur'an-ı
kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Zerre
kadar hayır yapan sevabını, zerre kadar şer yapan da cezasını görecektir.)
[Zilzal 7,8]
Ahirette
hiç kimseye zulmedilmez. Haksızlık yapılmaz ama, mükafat verilirken de bol bol
ihsan edilecektir. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Şüphesiz
Allah, zerre kadar haksızlık etmez. Zerre kadar bir iyiliğin sevabını da kat
kat artırır, kendinden de büyük mükafat verir.) [Nisa
40]
İlkokul
imtihanı ile üniversite imtihanı aynı olmadığı gibi, her fakültenin imtihanı da
farklıdır. Çöpçülük imtihanında da fizikten, cebirden sorulmaz. Kuyumculardaki
küçük terazilerde küçük ağırlıklar tartılır. Ona niçin beş on kiloyu tartmadın
diye sorulmaz. Kırk elli tonluk büyük basküllere, kantarlara da niye beş-on
gramı tartmadın diye sorulmaz. Herkes gücüne göre imtihana tâbi tutulur.
Herkese ne nimet verilmişse, onun hesabı sorulur. A’maya göz nimetinden sorulmaz.
Dilsize dilden sorulmaz. Başbakanın mesuliyeti ile odacınınki farklıdır. Âlim
ile cahilinki de farklıdır. Dağda, ormanda veya demirperde gerisinde yaşayıp da
Müslümanlığı duymayanlar, hesaba çekilmeyecektir. Âyet-i kerimede mealen
buyuruluyor ki:
(Kendilerine
peygamber gönderilenlere ve gönderilen peygamberlere de elbette hesap
soracağız.) [Araf 6] [İnsanlara Peygamberlere tâbi olup olmadıkları, Peygamberlere de tebliğ vazifesini ne derece
yaptıkları sorulacaktır. (Beydavi)]
Bir
millete Peygamber gönderilmemişse,
yahut bir millet Peygamberi
duymamışsa cezalandırılmayacaktır.
Peygamber gönderilenlere, Müslümanlığı duyanlara mutlaka hesap
sorulacaktır. Kur'an-ı kerimde mealen, (Rabbin hakkı için, onların hepsine
yaptıklarının hesabını elbette soracağız) buyuruluyor. (Hicr 92-3)
Her
insanda bulunan kiramen katibin melekleri, insanların yaptığı bütün işlerin
resmini çekmekte, her anını filme almaktadır. İnsanların yapacağı işleri Allahü teâlâ ezelde bildiği için levh-i mahfuza da
kaydetmiştir. En ufak bir yanlışlık ve haksızlık olmayacaktır. Âyet-i kerimede
mealen, (Hiç kimseyi gücünün yettiğinden fazlası ile yükümlü kılmayız.
Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır. Hiç kimse haksızlığa uğratılmaz)
buyuruluyor. (Müminun 62)
Milyarlarca
insanın hesabı çok kısa bir zamanda yapılacaktır. Kur'an-ı kerimde
"Vallahü seriulhisab" ifadeleri geçmektedir. (Allah, hesabı çok çabuk
görür) demektir.