İsrailoğullarına
gönderilen peygamberlerden.Hazret-i Musa’nın ana-baba bir büyük kardeşidir.
Babasının ismi, İmrân bin Yasher’dir.Soy itibariyle Yakub aleyhisselamın
oğullarından Lâvî’ye dayanır.Mısır’da doğdu. Musa aleyhisselamdan üç sene önce
Tûr-i Sinâ’da vefat etti.
Harun
aleyhisselam,İsrailoğulları üzerine Firavun’un ve kıbtîlerin zulüm ve
baskılarının arttığı sırada doğdu. Çocukluğu ve gençliği Mısır’da geçti. Musa
aleyhisselama peygamberlik emri bildirildikten sonra, Harun aleyhisselama da
peygamberlik emri bildirildi. Musa aleyhisselamla birlikte Firavun’a gitmeleri,
onu ve avânesini Allahü teâlâya îmâna
dâvet etmeleri emredildi. Harun aleyhisselam, Musa aleyhisselamla birlikte
Firavun’u ve adamlarını hak dîne inanmaya dâvet ettiler.
Kendisinin
tanrı olduğunu iddiâ eden ve insanların kendisine secde etmelerini isteyen
Firavun, Musa ve Harun aleyhimesselâmın dâvetini ve îzâhlarını kabul etmedi.İlk
önce alay edip hakâret dolu sözler sarf etti. Musa aleyhisselama inananlara ve
İsrailoğullarına korkunç zulümler yaptırdı.İsrailoğulları durumlarını Musa ve
Harun aleyhimesselâma bildirip, dua istediler. Allahü
teâlâ, Firavun ve kavmine îkâz olarak musîbetler gönderdi. Musa ve
Harun aleyhimesselâm, Allahü teâlânın
emriyle İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarıp, Kızıldeniz’den yürüyerek Sina
Yarımadasına geçtiler. Firavun ve ordusu da geçmek için denize yürüyünce, küfür
ve azgınlıklarının cezâsı olarak, boğulup helâk oldular.
Musa
aleyhisselam, kavmiyle berâber Tih Sahrasındayken Allahü
teâlâdan gelen vahiyle Tevrat-ı şerîf’i almak üzere Tûr Dağına
gittiği sırada Harun aleyhisselamı yerine vekil bıraktı. Musa aleyhisselam Tûr
Dağındayken, İsrailoğulları Harun aleyhisselamı dinlemeyip Sâmirî adında bir
münâfığın hîlelerine kapılarak, yaptıkları altın buzağı heykeline
taptılar.Harun aleyhisselam kavminin bu câhilce ve azgınca hareketi karşısında
onlara nasîhatlerde bulundu.Onları bu inanış ve hareketlerinden uzaklaştırmaya
çalıştı.Onun nasîhat ve uyarılarını bir kısmı kabul ettiyse de bir kısmı kabul
etmedi.Harun aleyhisselamı tehdid ettiler.Harun aleyhisselam, kendisine tâbi
olan 12.000 kişiyle birlikte onların içinden ayrılmak veya onlarla sert bir
şekilde mücâdele etmek istedi. Fakat Musa aleyhisselamın, “İsrailoğullarını
parçaladın, birbirinden ayırdın!” diyeceğini düşünerek, bu işten vazgeçti. Musa
aleyhisselamın Tûr’dan dönmesini bekledi.
Musa
aleyhisselam, Tûr Dağından dönüşünde kavminin altın buzağı heykeline taptığını
görünce çok üzüldü. Bu hâlin sebebini Harun aleyhisselama sordu. Harun
aleyhisselam da İsrailoğullarının kendisini dinlemediklerini ve kendisini
ölümle tehdid ettiklerini, Sâmirî adında bir münâfığa uyarak bu yola
saptıklarını bildirdi.Musa aleyhisselam Sâmirî’ye beddua etti ve
İsrailoğullarının tövbe etmelerini bildirdi.İsrailoğulları, Musa aleyhisselamın
dediklerini kabul ettiler ve tövbe ettiler. Bu mücâdeleler sırasında Harun
aleyhisselam da Musa aleyhisselamla birlikte gayret etti.
Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama kavmini toplayıp, Arz-ı Mev’ût
denilen bölgeye (Filistin ve Şam bölgesi) götürmesini ve puta tapan Amâlika
kavmiyle harb etmesini emretti.İsrailoğulları, o beldelerde zâlim ve kuvvetli
hükümdârların bulunduğunu ileri sürerek harbe gitmediler. Allahü teâlâ bu isyânları sebebiyle
İsrailoğullarına kırk yıl müddetle Arz-ı Mev’ûd’a girmeyi haram
kıldı.İsrailoğulları bu kırk sene içinde Tih Sahrâsında şaşkın ve perişan
şekilde dolaştılar. Bu sırada Harun aleyhisselam da Musa aleyhisselamla
birlikte İsrailoğullarının sıkıntılarına sabretti.
Harun
aleyhisselam, İsrailoğullarının nankörlükleri üzerine, cenâb-ı Hakk’ın
kendilerini Tih Çölünde kalmaya mahkûm ettiği kırk senenin sonlarına doğru,
hazret-i Musa’dan birkaç sene veya bir rivâyete göre üç sene evvel vefat
etti.Kabrinin nerede olduğu husûsunda çeşitli rivâyetler vardır.
Harun
aleyhisselamla ilgili olarak Kur’ân-ı kerîm’in Mâide, A’râf, Yunus, Tâha,
Furkan, Şuarâ, Kasas, Saffât sûrelerinde bilgi verilmektedir.