Bazı
kimseler, (Allah bazı şeyleri yasak ettiği, çeşitli haramlar koyduğu için, Onu
sevmek mümkün olur mu) diyorlar. Bu çok yanlıştır. Çünkü bir annenin, ateşe
elini uzatan çocuğunu ikaz etmesi, onun eline vurması, çocuğun annesini
sevmesine mani değildir.
Akıllı
insan, Allahü teâlânın yasak ettiği
şeylerde, kendisi için çok faydalı hikmetler olduğunu bilir. Yasak edilen
şeyleri yapmamayı nimet olarak görür. Mesela, (İçki yasak edilmemiş olsaydı,
alkolik olabilirdim) der, içkinin haram edilişini nimet olarak görür. Bu
bakımdan, Allahü teâlânın emrettiği
şeylerde olduğu gibi, yasakladığı şeylerde de sayısız hikmetler vardır.
Emirlere
uyup, yasaklardan kaçmak bir nimet olduğu için, nimeti gönderen Rabbimizi
sevmeye hiçbir şey engel olamaz.
Allahü teâlânın lutfettiği nimetlerden istifade ederken, bazı
sıkıntılara katlanmak gerekir. Gülü koklamak için yanına gitmek külfetine
katlanmak gerekir.
(Külfetsiz
nimet, dikensiz gül ve engelsiz yâr olmaz) demişlerdir. Bir nimet külfetsiz ele
geçerse, kıymeti olmaz. Mirasyedi gibi harcarız, şükrünü düşünmeyiz. Allahü teâlâdan gül isteyen aşık, dikenine de
katlanmalıdır.
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
(Zavallı
aşığa, sevgilinin kendisini aradığını bilme saadeti yetişir. Ayrılık hasretini
çektiğini gördüğünü bilmesi yeter; çünkü Allahü
teâlâ onu elbette görüyor.)
Yusuf
aleyhisselamdan sonra Allah’a âşık olan Hazret-i Zeliha, (Bugün Yusuf’u gördüm)
diyen herkese bir kolye verir. Sevgisi uğruna, malını, mülkünü, güzelliğini,
hatta 70 deve yükü cevahir ve gerdanlık feda eder. Hazret-i Yusuf ile evlenince,
yanına gitmez. Hazret-i Yusuf sebebini sorunca, (Allah sevgisi bana yeter) der.
Gülün kadrini ancak bülbül bilir.
Leyla’nın
uğruna deliren Mecnun’a, (Adın ne) diye sorarlar. O da, Leyla der. (Leyla
ölmedi mi) derler.
(Hayır
ölmedi. Kalbimde... Ben Leyla’yım) der.
(Leyla’nın
evine doğru bak) derler. O da, (Leyla’nın evini gören yıldıza bakmak bana
yeter) diyerek ağlar.
Gül,
demişler bülbüle,
Ağlamış
feryat ile.
Büyükler,
(Aşktan maksat, dert ve gam çekmektir. Kavuşmak, hiç hatıra bile gelmez) demişler,
aşkı böyle tarif etmişlerdir.
Gerçek
sevgi üç şeyle belli olur:
1-
Seven, sevdiğinin sözünü, başkasının sözüne tercih eder.
2-
Sevdiğinin yanında bulunmayı, başkalarının yanında bulunmaktan üstün tutar.
3-
Sevdiğinin kendisinden razı olmasını, başkalarının hoşnut olmasından çok
kıymetli bilir.