Sevgi,
sevgilinin her şeyini sevmeyi gerektirir. Ona yakından uzaktan ilgili olan her
şeyi sevgili kılar. Bunun için, "Sevgilinin kapısındaki köpek, sevenin
kalbinde, diğer köpeklerden üstündür ve ayrı bir yer tutar" demişlerdir.
Şeyh-ül-İslam
Abdullah-i Ensari hazretleri buyuruyor ki:
(Biri,
çok sevdiğim bir zatı incitmişti. O andan beri, kalbimde ona karşı soğukluk
duyuyorum.) Büyüklerin, (Sevdiğini incitene darılmaz, gücenmez isen, köpek
senden daha iyidir) sözü meşhurdur.
Sevginin
şartı olan hubb-i fillah, buğd-i fillah, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şerifte
bildiriliyor. Allahü teâlânın
düşmanlarını sevmek, insanı Allah’tan uzaklaştırır. Teberri etmedikçe, tevelli
olmaz. Yani düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye dost olunmaz. (4/29)
İmam-ı
Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Muhammed aleyhisselama tam ve kusursuz tâbi olabilmek için, Onu
tam ve kusursuz sevmek gerekir. Tam ve olgun sevginin alameti de, onun
düşmanlarını düşman bilmektir. Onu beğenmeyenleri sevmemektir. Sevgiye müdahene
[gevşeklik] sığmaz.
Aşıklar,
sevgililerinin divanesi olup, onlara aykırı bir şey yapamaz. Aykırı gidenlerle
uyuşamaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde, bir arada yerleşemez. Cem-i zıddeyn
muhaldir. Yani iki zıddan birini sevmek, diğerine düşmanlığı icap ettirir.
(1/165)
Abdullah-i
Dehlevi hazretleri de buyuruyor ki:
Allahü teâlâyı seven, bilmediği bir aşk ile şaşkın haldedir. Uykusu
kaçar, gözyaşları dinmez. Her işinde Allah’tan korkar, titrer. Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri
yapmak için çırpınır. Sabreder, affeder. Her geçimsizlikte, sıkıntıda, kusuru
kendisinde görür. Her nefeste Allahü teâlâyı
düşünür, gafletle yaşamaz. Kimseyle münakaşa etmez. Bir kalbi incitmekten
korkar. Kalbleri Allahü teâlânın evi
bilir. (m. 85)
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ya
Rabbi, kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, sevgine kavuşturacak işlerin
sevgisini nasip et ve sevgini [susuzluktan yananın arzuladığı] soğuk sudan
benim için daha kıymetli kıl!) [İ.Gazali]
Bir
kimse, Allah’ı seviyorsa, bilsin ki Allahü teâlâ
da onu seviyor demektir. Büyüklerden biri buyurdu ki:
(Ben
Allahü teâlâyı sevdiğimi zannediyordum.
Hâlbuki O beni seviyormuş.)