Soru:
Allahü teâlâ, kâinatın idaresini kutup
denilen kimselere nasıl bırakır?
CEVAP:
(Nasıl
bırakır) sözü çok yanlıştır, sanki kendisi hiç karışmıyor gibi anlaşılır. Her
şeyin yaratıcısı Allahü teâlâdır. Bütün
işleri idare eden Odur. Her işi sebeplerle yaratmak âdetidir. Dilerse, mucize
ve kerametlerde olduğu gibi sebepsiz de yaratır.
Ol
demekle her şey olduğu hâlde, (Niye böyle sebeplerle yaratıyor?) demeye
kimsenin hakkı yoktur. Birkaç örnek verelim:
Naziat
suresinin, (İşleri tedbir eden, yöneten melekler…) mealindeki beşinci âyeti
açıklanırken şu hadis-i şerif bildiriliyor:
(Dünya
işlerini dört melek idare eder: Cebrail,
Mikail, İsrafil ve ölüm meleği Azrail.) [Kurtubi]
Dört
büyük meleğin vazifeleri şöyledir:
1-
Cebrail aleyhisselamın vazifesi, Peygamberlere vahiy getirmek, emir ve
yasakları bildirmektir. Dileseydi, Cebrail
aleyhisselama bildirdiği gibi peygamberlerine de direkt bildirirdi. Cebrail aleyhisselamı bu işle vazifelendirmiştir.
Niye böyle yaptığını bilemeyiz.
2-
İsrafil aleyhisselam Sur’a iki defa üfürecektir. Birincisinde, Allahü teâlâdan başka her diri ölecektir.
İkincisinde, hepsi tekrar dirilecektir. Bu işi de Cebrail
aleyhisselama verebilirdi yahut hiç kimseye vermez, Ol demekle olurdu.
3-
Mikail aleyhisselama, yağmur, kar, rüzgâr gibi hava olayları, ekonomik nizamı,
yani ucuzluk, pahalılık, kıtlık, bolluk yapmak, ferahlık ve huzur getirmek ve
her maddeyi hareket ettirmek vazifesini vermiştir. Bunu da Cebrail aleyhisselama verir yahut hiç kimseye
vermez, Ol demekle bu işler rahatça olurdu.
4-
Azrail aleyhisselamı insanların ruhunu almakla vazifelendirmiştir. Eceli
gelenleri öldüren Allah’tır, ama bu işi Azrail aleyhisselam yapıyor. Çocukları
yaratan da O. Ama ana babayı sebep kılıyor. Ana babasız da yaratırdı elbette.
Kâinatı
da idare eden Allahü teâlâdır. Yukarıda
açıklandığı gibi bir kısmını melekler vasıtasıyla yapıyor. Kutup denilen evliya
zatlara da görev vererek sebeplerle idare ediyor.
İmam-ı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kutb-i
irşad, kayyum-i âlemdir. Herkese rüşd ve iman, bunun vasıtasıyla gelir. (3/3)
Kutb-i
ebdal yani kutb-i medar âlemde, dünyada her şeyin var olması ve varlıkta
durabilmesi için feyz gelmesine vasıta olur. Kutb-i irşad ise, âlemin irşadı ve
hidayeti için feyzlerin gelmesine vasıta olur. Her şeyin yaratılması,
rızıkların gönderilmesi, dertlerin, belaların giderilmesi, hastaların iyi
olması, bedenlerin afiyette olması, kutb-i ebdalin feyzleriyle olur. İman
sahibi olmak, hidayete kavuşmak, ibadet yapabilmek, günahlara tevbe etmek ise,
kutb-i irşadın feyzleriyle olur. Her zamanda, her asırda kutb-i ebdalin
bulunması lazımdır. Hiçbir zaman, bunsuz olamaz, çünkü âlem bununla nizam
bulur. (Mearif-i ledünniyye)
Süper
sapık bir mezhepsiz, âyet-i kerimeleri anlayamadığı için bunu kabul edemiyor.
(Allah idareyi kimseye vermez) diyor. Süper mezhepsiz, aşağıdaki iki âyet-i
kerimeyi ileri sürerek Azrail aleyhisselamın canları almadığını söylüyor:
(Dirilten
ve öldüren yalnız Odur.) [Yunus 56]
(Ölüm
zamanında insanı, Allah öldürüyor.) [Zümer
42]
Peki,
şu iki âyet-i kerimeyi inkâr mı ediyor:
(Öldürmek
için vekil yapılmış olan melek sizi öldürüyor.) [Secde 11]
(Âdem
aleyhisselamın oğlu, kardeşini öldürdü.) [Maide 30]
Demek
ki, öldüren ve dirilten Allahü teâlâ
olduğu hâlde, bu işleri sebeplerle, vekillerle yapıyor.
Kutb-i
irşada da hidayete vesile olma yetkisini vermesi böyledir.