Soru:
Bazıları, (Allah; kimini sağlam kimini sakat, kimini uzun kimini cüce, kimini
güzel kimini çirkin, kimini zengin kimini fakir, kimini beyaz kimini zenci,
kimini akıllı kimini deli yaratmıştır. Herkesi eşit yaratsaydı daha iyi olmaz
mı?) diyorlar. Ben de Allah en iyisini yaratır. İyi olsaydı eşit yaratırdı.
Demek ki bizim bilmediğimiz şeyler var dedim. Tatmin olmadılar. Ne demelidir?
CEVAP:
Siz
en güzel cevabı vermişsiniz. Ondan daha güzeli olmaz.
İnsanın
yaradılış gayesi bilinmeyince, dünyadaki olayların sebebi anlaşılamaz. Allahü teâlâ, dünya ve ahireti, sevgili kulu ve
resulü Muhammed aleyhisselam için
yarattı. Diğer canlı ve cansız varlıkları da, insanoğlunun istifadesi için
yarattı. Dünya zevk için yaratılmadı. Ahiret ise, ebedi mükâfat ve ceza
yeridir. Dünya, ahiretin imtihan yeridir. Herkes her bakımdan eşit olsa,
imtihanın manası kalmaz, iyi ile kötü ayrılmazdı. Allah’ın emir ve yasaklarına
uymakla çeşitli sıkıntılar çekilecek, itaat edenle, isyan eden, birbirinden
ayrılacaktır.
İnsan
cansız varlık gibi, ot veya hayvan gibi değil, kulluk ve imtihan için
yaratıldı. İnsan, ihtiyaçsız, sıkıntısız ve her bakımdan eksiksiz yaratılsaydı,
imtihan ve dünya manasız olurdu. İnsanların, hayvanların ve kâinattaki canlı,
cansız diğer yaratıkların hareketleri, akılları durdurucu sistemleri
incelenince, her şeye gücü yeten Rabbimizin dünyayı maksatsız yarattığı
düşünülemez.
İmam-ı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İnsanlar,
dünyada, birkaç gün dert çekmeselerdi, Cennetin, ebedi sıhhat ve afiyet
nimetlerinin sonsuz lezzetlerinin kıymetini bilmezlerdi. Açlık çekmeyen,
yemeğin lezzetini anlamaz. Acı çekmeyen rahatlığın kıymetini bilmez.
Herkes,
her bakımdan eşit yaratılsaydı, büyük bir felaket olur, toplumlar olmazdı.
İnsanlar, boy, renk, şekil, akıl, zenginlik, sıhhat, kuvvet, güzellik, ahlâk
gibi her hususta eşit olunca, tornadan çıkmış gibi eşit, yani birbirinin aynı
olunca milyarlarca insanı birbirinden ayırmak mümkün olmaz. Karı koca birbirini
tanıyamaz, insan hanımı ile kızını ayırt edemez, hayat felç olur. Sırf bu şekil
benzerliği bakımından, binlerce problem ortaya çıkar. Diğer sahadaki eşitlikler
görülmeden, yaşanmadan hayat söner.
Herkes
bilgi ve kültür bakımından da eşit olunca, gazeteye, kitaba, filme ihtiyaç
kalmaz. Güreş, koşu, yüzme gibi sporlar ve yarışlar olmaz; çünkü herkes aynı
kabiliyettedir.
İyinin
kıymeti, kötü ile bilinir. Herkes iyi olunca, iyinin kıymeti kalmaz. Çirkinlik
olmayınca, güzellik anlaşılmaz. Hastalık olmayınca sağlığın kıymeti bilinmez.
Bir
kimse, okuyup her bakımdan mükemmel bir insan olmak ister. Herkes aynı olursa,
kim kimden üstün olacaktır? Âmirsiz, memursuz, işçisiz, patronsuz toplum olmaz.
Her
hususta eşitliğin zararları sayılamayacak kadar çoktur. Onun için Allahü teâlâ, her şeyi hikmetli ve adaletli
yaratmıştır. Adalet olunca işler düzgün yürür. Mesela beş parmağın beşi de aynı
olsaydı, başparmak diğerlerinin arasında olsaydı, bugünkü kadar verimli iş
yapılamaz, büyük eksiklik olurdu.
Adaletli
yaratılmak, eşit yaratılmakla mukayese bile edilmez. Aynı ana babadan,
zekâları, kabiliyetleri farklı çocukların yaratılması, milyarlarca insanın
birbirine benzememesi, hatta parmak izlerinin farklı olması bile, Allahü teâlânın kudretinin sonsuzluğunu
göstermektedir. Onun kudreti sonsuz, şânı çok yücedir.