Soru: Osmanlı
Müslümanlığı, Türk Müslümanlığı gibi ifadeler kullanmak doğru mudur?
CEVAP:
Her milletin âdetleri farklı olabilir, fakat
Müslümanlık tektir. Bugün Şiîlerin ve Vehhabilerin Müslümanlıkları farklıdır.
Bunlar dinlerine, bid'at fırkalarının görüşlerini karıştırmışlardır. Arap
ülkelerinin Müslümanlıklarına da çok bid'at karışmış, sanki farklı bir
Müslümanlık meydana gelmiştir.
Türkler ise, İslamiyet'e doğru olarak hizmet
etmişlerdir. Selçuklu ve Osmanlı Türkleri, Ehl-i
sünnet yolundan ayrılmamış ve bid'at ehliyle mücadele etmişlerdir.
Türk Müslümanlığı veya Osmanlı Müslümanlığı, bu anlamda, yani Türklerin Ehl-i sünnet yolunda olduklarını anlatmak için
söylenebilir. Yoksa, sanki farklı bir dinmiş gibi veya ırk ayrımı yaparak
söylemek hiç uygun olmaz.
Eshab-ı kiramdan sonra İslamiyet'e en büyük hizmeti, Osmanlı yapmıştır. Selçuklu
hükümdarı Sultan Alparslan da, İslam dinine çok hizmet etti. İslamiyet'i içten
yıkmaya çalışan gizli düşmanlara, Bâtıni ve Hurufi hareketlerine karşı çok
hassastı. Bunun için, (Biz temiz Müslümanlarız. Bid'at nedir bilmeyiz. Bu
sebepledir ki, Allahü teâlâ, halis
Türkleri aziz kıldı) demiştir. (Rehber Ans.)
Bugün ise Türkler, bid'at fırkalarının ve yabancı
fikirlerin etkisinde kaldığı için, Osmanlı'nın uyguladığı temiz Müslümanlıktan
sapmalar başlamış, mezhepsizlik ortaya çıkmıştır. Yapılacak iş, bid'atlerden
uzak durup İslamiyet'i katışıksız yaşamaktır.