Ana Menü (Fihrist)

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

01 Mayıs 2009

Saç dökülmesi son zamanlarda öne çıkan bir kozmetik problemdir.

Sorun hem yaygınlaştığı, hem de eskiye oranla daha çok ciddiye alındığı için popüler hale geldi. Konunun birinci muhatabı kadınlar olsa da erkekler de saç dökülmesinden hoşlanmıyor. Saç dökülmesinin birçok sebebi var. Birinci neden zannedildiği gibi beslenme yanlışları ya da bazı hastalıklar değil. Saç dökülmesinin sırrı özellikle erkeklerde genlerde ve hormonlarda gizli. Çoğu zaman saçın kalitesini ve dökülüp dökülmeyeceğini genler belirliyor. Yani bazen siz ne yaparsanız yapın saç dökülmesi önlenemiyor.

Beslenme Yanlışları Önemli

Saç kaybının hızlanmasında beslenme yanlışlarının da rolü olabiliyor. Örneğin hiç kırmızı et yemeyen genç kızlarda demir eksikliği sık görülen bir saç dökülmesi nedeni. Ayrıca çinko eksikliği, magnezyum noksanlığının da saç dökülmesine yol açabileceği ileri sürülüyor. Uzmanlar Omega-3 yağlarından, B vitaminlerinden (özellikle B12 ve biyotin) zengin beslenenlerde saç dökülmesi olasılığının azaldığını söylüyor. Yeşil çayın da önleyici bir destek olabileceği belirtiliyor.

Bazen Hastalık İşareti

Saç dökülmesi bazı hastalıkların da belirtisi olabiliyor. Tiroid yetmezliği veya hipertiroidide, böbrek üstü bezlerinin yetersizliğinde, bazı sinir sistemi hastalıklarında, saçın mantar ve bazı mikrobik hastalıklarında, bağışıklık sistemi bozukluklarında da saç dökülmesi ortaya çıkabiliyor. Ayrıca ilaçlara bağlı saç dökülmeleri de sık görülen bir durum. Saç dökülmesinden şikâyet edenlerin kullandıkları ilaçları da gözden geçirmeleri gerekiyor. Örneğin kortizon ve testosteron hormonları içeren ilaçlar saç dökülmesine yol açabiliyor.

Strese Dikkat

Eğer saç dökülmesi probleminiz varsa bu sorunun arkasında ruhsal etkenlerin de olabileceği aklınızda olsun. Saça zarar veren boyalardan ve klorlu sulardan uzak durun. Kimyasallardan saçınızı koruyun ama problemin sıradan vitamin ve mineral destekleriyle geçiştirilemeyeceğini de unutmayın. Çözüm için “saç merkezi” gibi adlarla size yardımcı olmayı önerenlerden uzak durun. Saç hastalıkları dermatoloji uzmanlığının ilgi alanıdır. Eğer tıbbi yardım almayı düşünüyorsanız bir dermatoloji uzmanıyla görüşmeden hiçbir öneriyi uygulamayın. Ayrıca saçınızın incelmesi, zayıflaması ve dökülmesinin normal yaşlanma sürecinin bir parçası olabileceğini de aklınızda tutun. Dermatoloji uzmanları saç dökülmesi problemi olanlarda hormon bozukluğu, ilaç kullanımı gibi sorunların olup olmadığını ortaya koyabiliyorlar. En uygun tedavi yöntemini de onlar uyguluyorlar.

Sırası gelmişken hiçbir şampuanın saç dökülmesini önleyemeyeceğini bir kenara not edin. Unutmayın! Saçınız da cildinizin bir parçasıdır. O da cildiniz gibi “içerden beslenir, dışardan desteklenir”. Şampuanların saçları beslediğini düşünmek hoş bir hayaldir.

“Gut” kalp hastalıklarında riski artırır mı?

Gıdalarla alınan proteinlerin vücut tarafından kullanıldıktan sonra oluşan atıklarından biri de “ürik asit”tir. Böbrekler tarafından süzülerek idrarla atılabileceğinden fazlası oluştuğunda birikmeye başlar. Özellikle küçük eklemlerde, en çok da ayak başparmağında birikir. Oluşan enflamasyon (yangı) ağrılı ve şiş tablosu ile günlük konforu bozabilecek düzeye gelebilir. En sık rastlanan nedeni aşırı protein tüketimidir.

Hiperürisemi (kanda ürik asit yüksekliği) ile kalp hastalıkları arasında bir bağlantı olup olmadığı birçok araştırmaya konu olmuştur. Ancak henüz açık bir bağlantı belirlenememiştir.

Bununla birlikte, ürik asit fazlalığının, kan şekeri yüksekliği, kolesterol fazlalığı, kilo artışı ve yüksek kan basıncı ile birlikte görülme sıklığı, kalp hastalıkları açısından bağlayıcı olmasa da mutlaka ileri tetkiklerin tamamlanması gerektiğini göstermektedir.

Eğer ürik asit düzeyiniz yüksekse, doktorunuzla bu durumu paylaşıp (henüz istenmediyse) kalp hastalıkları açısından tüm risk faktörlerinin gözden geçirilmesini planlayabilirsiniz.

Öncelikle dikkat etmeniz gereken konu, ürik asit yüksekliğinin beslenme yanlışlarınızdan kaynaklanması durumunda, uzmanlardan yardım alarak dengeli bir beslenme protokolü oluşturup uygulamanız olacaktır.

Kontrolsüz kullanılan hormon ilaçları hasta edebilir.

“Genç kalacağım” diye büyüme hormonu veya diğer hormonları (testosteron, östrojen ve DHEA) kullananları bekleyen önemli sağlık riskleri var. Bu hormonların egzersiz meraklıları ve vücut geliştirme çalışması yapanlar tarafından da kullanıldığı biliniyor. Ne var ki araştırmalar gerek büyüme hormonunun gerekse diğer hormonları kontrolsüz kullanmanın yaşlanmayı hızlandırabileceğini ortaya koyuyor. Büyüme hormonu eklem iltihapları, şeker hastalığı ve hipertansiyona yol açıyor.

Vücudunuz su topluyorsa

Vücudun fazla miktarda su toplaması özellikle kadınlarda sık görülen bir yakınmadır. Çoğu zaman masum, yani herhangi bir hastalığa bağlı olmayan geçici su toplanmaları vücut ağırlığında ciddi değişimlere yol açabilmekte, ayrıca gerginlik, şişkinlik gibi yakınmalara da neden olmaktadır. Eğer altta yatan herhangi bir sağlık sorunu yoksa sıvı birikimini doğru bir diyet ve düzenli egzersizle önemli ölçüde azaltmak mümkün olabiliyor. Böbrek ya da karaciğer bozukluğu kalp hastalığı gibi nedenlere bağlı değilse aşağıdaki öneriler işe yarıyor:

Tuz ve tuzlu yiyeceklerden kaçının.

Bol bol su ve bitki çayı için.

Nişastalı karbonhidratları (ekmek, pirinç, patates) mümkün olduğu kadar azaltın.

Meyve ve sebze tüketiminizi artırın.

Yiyecek planlarınızda maydanoz, karahindiba, kuşkonmaz, enginar, su teresi ve kavuna daha çok yer verin.

Eğer su kaybettirici bir beslenme planını nasıl yaparım diyorsanız işte size kolay bir örnek.

Kahvaltı: Taze meyveler, doğal yoğurt veya yağsız süt ile hazırlanmış yulaf kepeği.

Öğle yemeği : Bol maydanoz ile hazırlanmış salata, kuşkonmaz çorbası, zeytinyağlı kereviz veya enginar

Akşam yemeği : Sarımsak ve limon eklenmiş fırında tavuk, buharda haşlanmış brokoli, küçük bir dilim kavun veya orta boy bir elma

Kalın bağırsak kanserinden korunmak için ne yapmalı?

- Sebze ve meyve alışkanlığı edinin.

- Tam tahıllı ürünlerden, bakliyattan vazgeçmeyin.

- Kilo almayın.

- Hareketli bir hayat tarzı oluşturun, sık sık yürüyün.

- Alkol ve sigaradan uzak durun.

- Kırmızı eti, özellikle barbekü tarzı pişirilenleri az yiyin.

- Trans yağlardan uzak durun.

- Yoğurdu ihmal etmeyin.

- Tütsülenmiş yiyecekleri azaltın.

www.osmanmuftuoglu.com.tr

17 Mart 2009

Ana Sayfa