Ana Menü (Fihrist)

Sayfayı Yeni Pencerede Aç

.

EMÂLİ KASİDESİ

BED’Ü’L-EMÂLÎ: Sirâcüddîn el-Fergânî Ali b. Osmân b. Muhammed et-Teymî el-Evşî, Hanefî (ö. 575/1180):

1. Der fakîr Ali Ûşî, Emâlî’nin başında,

İnciler misali nazımla, tevhîd hakkında.

 

2. Mevlâmız, mahlûkların ilâhıdır, kadîmdir,

Kemâl sıfatlarla Rabbimiz muttasıftır

 

3. O hayydır, hayattadır, her işi tedbîr eder.

O hakdır, zü’l-celâldır, her şeyi takdîr eder.

 

4. Hayrı ve şerri ister, irâde sıfatıyla,

Ancak şerden, kötüden râzı değildir asla.

 

5. Allah’ın sıfatları, değil zâtının aynı,

Aynı zamanda olamaz da zâtından gayrı.

 

6. Zât ve fiillerine âit, tüm sıfatları,

Kadîmdirler, kesin yoktur zevâl bulmaları.

 

7. Ona “Şey” deriz, ancak hiçbir şeye benzemez,

Zât” da denilir, ancak altı yön düşünülmez.

 

8. Başka değildir ismi, O’nun müsemmâsından,

Bildirildi bu mana, İslâm ulemâsından.

 

9. Rabbim cevher değildir ve hiç olamaz cisim,

Ne şümullü bir bütün, ne de ondan bir kısım.

 

10. Cüz’ün lâ yetecezza var, şeksiz inanmalı,

Ey Müslümanlar, bunu inkârdan sakınmalı.

 

11. Kur’ân mahlûk ve hâdis değil, asla unutma,

Rabbin kelâmı benzemez beşer kelâmına.

 

12. Arşı istiva etti‎, buyuruyor rabbimiz.

Lâkin keyfiyyetini anlayamaz aklımız.

 

13. Zât, sıfat ve fiiliyle, benzemez mahlûklara,

Ey Ehl-i sünnet kanma, gayri inananlara.

 

14. Allahü teâlâ’nın, üstünden vakit geçmez,

Zamandan münezzehtir, hâlden hâle de girmez.

 

15. Münezzehtir ilâhımız, bil ki, hanımlardan,

Oğlu veya kızı yoktur, berîdir hepsinden.

 

16. Keza yok ihtiyacı, yardımcıya, mu’îne,

Her şeyin sâhibidir, vardır kendi kendine.

 

17. Öldürür her canlıyı, sonra diriltecektir.

Amellerine göre, karşılık verecektir.

 

18. Hayır ehli içindir, Cennetlerle nimetler,

Kâfir olanlar ise, Cehennem’e giderler.

 

19. Cennet ile Cehennem, hiç yok olmayacaktır.

İçlerinde olanlar, devamlı kalacaktır.

 

20. Mü’minler Rablerini görecekler Cennet’te,

Ancak nasıl olduğu, bilinemez elbette.

 

21. O’nu gören mü’minler, nimetleri unutur,

Yazık Mutezile’ye, inkâr eden mahrumdur.

 

22. Hak teâlâ üstüne, kula en yarar fiili,

Yaratmak vâcib değil, O yüceler sahibi.

 

23. Bütün peygamberleri, tasdîk etmek lâzımdır,

Meleklerin hepsine, iman etmek de farzdır.

 

24. Hâşimî ve zü’l-cemâl, Nebîmiz en sondadır.

Ancak sadr-ı muallâ şerefi de O’ndadır.

   

25. İhtilâfsız olarak, İmâmü’l-enbiyâ’dır.

Şek şüphe olmaksızın, o, Tâcü’l-asfiyâ’dır.

 

26. O’nun dîni her vakit, bâkîdir, devâmdadır,

Getirdiği hükümler, Kıyâmet’e kadardır.

 

27. Mütevâtir ve meşhûr, haberlerle mensûstur.

Mi’râc-ı Resûlüllah, yalnız O’na mahsustur.

 

28. Peygamberlerin hepsi, elbet em’andadırlar,

Asla isyan etmezler ve azil olunmazlar.

 

29. Kadından ve köleden, kötü iş sâhibinden,

Peygamber gelmemiştir, bunların hiçbirinden.

 

30. Zülkarneyn ve Lokmân’ın, Peygamber veya velî,

Oldukları hakkında, cidâli terk etmeli.

 

31. Îsâ aleyhisselâm muhakkak gelecektir.

Şakî, fesat Deccâli elbet öldürecektir.

 

32. Evliyânın dünyada kerametleri vardır.

Bunlar Rabb’in veliye ikrâmı, ihsânıdır.

 

33. Bir velî, hiçbir zaman, Nebî’den ve Resûl’den,

Şerefte üstünlüğü, olamaz hiçbir yönden.

 

34. Ebû Bekr-i Sıddîk’ın, Eshâb’ın tamamından,

Üstünlüğü açıktır, bir ihtimal olmadan.

 

35. Ömer ibni’l Hattâb’ın, Osmân ibni Affân’dan,

Rüchânı, fadlı vardır, bir şüphe bulunmadan.

 

36. Osmân-ı Zinnûreyn de, doğrusunu istersen,

Üstündür muharebe safındaki Alî’den.

 

37. Üçünden sonra üstün, bu ümmetin içinde,

Kerrâr olan Alî’dir, bu da mühimdir dinde.

 

38. Âişe-i Sıddîka, bazı hasletleriyle,

Fâtıma-i Zehrâ’dan, üstündür, inan böyle.

 

39. Birkaç fırkadan başka, haddi tecavüz eden,

Olmadı Eshâb’a ve Yezid’e lânet eden.

 

40. Mukallidin îmânı, kıymetli, mu’teberdir.

Çok çeşitli ve kesin delille müdelleldir.

 

41. Âlemleri yaratan Rabbini kim tanımaz,

Eğer akıllı ise, cehli ma’zûr sayılmaz.

 

42. Daha önce imanı olmayan bir kimsenin,

Son nefeste imanı kabul olmaz, bilesin.

 

43. İmandan sayılmazlar, bütün hayırlı işler.

İbadetler imanın, parçası değildirler.

 

44. Asla hüküm verilmez, kâfir ve mürted, diye,

Zina eden, katleden, mal gasb eden kimseye.

 

45. Kim gelecekte mürted olmaya niyyet eder,

O anda Hak dininden sıyrılıp çıkar gider.

 

 46. Küfür olacak sözü, gafletle ve bilmeden,

Zor görmeden söyleyen, denildi, çıkar dinden.

 

47. Sarhoş hâldeki insan, düşünmeden hezeyân

Ve lâgiv söyler ise, kâfir olmaz o zaman.

 

48. Bilmiş ol “görünür” ve “şey” denilmez “ma’dûm”a

Hilâli görmek kadar, açık delil var buna.

 

49. Tekvîn ile mükevven de farklı iki şeydir.

Böyle inananların görüşü kuvvetlidir.

 

50. Helâl gibi rızık denilir harâmdan gelen,

Kötü görünse bile, doğrudur böyle bilen.

 

51. Sonra yaratıldığı için, dünya hâdistir,

Heyûlânın aslı yok, bu söz felsefededir.

 

52. Çok zamanlar ve hâller, geçse de üzerinden,

Şimdi vardır muhakkak, Cennet ile Cehennem.

 

53. Yanlış yolda olanlar, inkâr etseler bile,

İnanmamız lâzımdır, duânın tesirine.

 

54. Kabirde suâl vardır, Rabbini birlemekten

Her şahsa sorulacak, kaçış yok imtihândan.

 

55. Fâsıkların bir kısmı, kâfirlerin tamamı,

Kötü işleri için, görür kabir azâbı.

 

56. Öldükten sonra tekrar, insanlar dirilecek,

Sakınmalı günahtan hesâbı verilecek.

 

57. Defterler verilecek, bir kısmına sağ yandan,

Bir kısmına da soldan ve de arka taraftan.

 

58. Ameller tartılacak, geçilecek Sırât’tan,

Şüphesiz olacaktır, değildir bunlar yalan.

 

59. Mü’minlerin günâhı, dağlar gibi olsa da,

Şefâat edecektir, hayır ehli orada.

 

60. Günahı fazla, fakat iman sâhibi olan,

Cehennemde ebedî kalmaz, böylece inan.

 

61. İnsanlar ameliyle, Cennet’e giremezler.

Ancak Hak teâlânın fadlı ile girerler.

 

62. Ehl-i sünnet üzere, tevhîd hakkında yazdım,

Fevkalâde hâl gibi, tesirli oldu nazmım.

 

63. Bu nazm mü’min kalplere rahatlık, neş’e verir,

Âb-ı zülâl gibidir, ruhlara hayat verir.

 

64. İnanıp, ezberleyip anlamaya çalışın,

Nimet içinde olup, ihsanlara kavuşun.

 

65. Tazarrû hâlinizde, yâd ederek hayr ile,

Duâda bulununuz, zaman zaman bu kula.

 

66. Umulur ki fadlıyla, Rabbim beni affeder,

Âhirette ebedî seâdet ihsan eder.

 

67. Biri hayır duâ ederse, bir vakit bana,

Ben de bütün gücümle, duâ ederim ona.

son

Ana Sayfa