o, O Türk alfabesinin on sekizinci harfi, ses bilimi bakımından kalın, yuvarlak ve geniş ünlüyü gösterir.
O kim. Oksijen elementinin simgesi.
o (I) ünl. (o:) Şaşma, beğenme vb. duyguları belirten bir seslenme sözü: O, maşallah ne güzel!
o (II) sf. 1. Uzakta olan, hakkında konuşulan kimse veya şeyi belirten bir söz: "O kış, önceki kışlardan daha az üşüdüm." -N. Cumalı. 2. zm. Teklik üçüncü kişiyi gösteren bir söz: "Ben uyandığım zaman o gitmişti." -R. H. Karay. 3. zm. iki veya daha çok şeyden, daha önce sözü geçeni gösteren bir söz. o duvar senin, bu duvar benim birinin yalpalayacak kadar sarhoş olduğunu anlatan bir söz: "O duvar senin, bu duvar benim, sağdan sola, soldan sağa yalpa vurarak halkın Önüne çıkıvermiş." -H. F. Ozansoy. o gün bugün(dür) o zamandan beri: "... o gün bugün bir kere bile hastalanıp yatmamıştı." -R. N. Güntekin. o kapı (veya mahalle) senin bu kapı (veya mahalle) benîm sürekli gezip dolaşmayı anlatan bir söz: O kapı senin bu kapı benim, akşamı eder. o taraflı olmamak konuyla ilgisi yokmuş gibi davranmak, o tarakta bezi olmamak o şeyle ilişiği bulunmamak, o yolun yolcusu 1) toplumun ahlak anlayışına göre kötü bir hayat sürdüren kimse; 2) ölümle sonuçlanacak bir durumda olan kimse.
→ o bu, o denli, o hâlde, o kadar, o saat, o sırada, o yolda