nöbet is. Ar. nevbet 1. Sıra, keşik: Bu akşam nöbet sizde, masrafı siz yapacaksınız. 2. Sıra ile yapılan görev, iş; "Karlı dağlar başında nöbet geceleri, siper içlerindeki yağmurlu uzun günler." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Hastalık sebebiyle titreme, yüksek ateş: "Bir aralık nöbeti artmış olacak, kebenin altından arabacıya seslendi." -M. Ş. Esendal. 4. Vakit vakit ortaya çıkan aynı türden fizyolojik bozuklukların bütünü: "Bir sıtma nöbeti İçinde titreyerek olduğu yere çöreklendi." -S. F. Abasıyanık. 5. Kez, defa: "Akşamları gelince sofra kalktıktan sonra çocuklarla bir nöbet daha oyun oynanır." -R. N. Güntekin. 6. Resmî yerlerde veya önemli kimselerin kapısında belli vakitlerde çalınan mızıka, nöbet beklemek (veya tutmak) 1) asker, polis vb. bir yeri, bir kimseyi, bir aracı gözetlemek, korumak gibi amaçlarla bulunduğu yerden belli bir süre ayrılmamak: "Geceleyin nöbet bekleyen muhafızlara ve hizmetçilere görünmeden ... inermiş." -R. H. Karay. 2) kurum ve kuruluşlarda işlerin aksamadan yürümesi için sıra ile görev yapmak, nöbet çalmak belli zamanlarda mızıka çalmak.
→ nöbet şekeri, isteri nöbeti, sıtma nöbeti
nöbetçi is. Nöbet bekleyen, nöbet sırası kendisinde olan kimse: Nöbetçi doktor orada, odasında idi." -Ö. Seyfettin.
nöbetçilik, -ği is. Nöbetçi olma durumu.
nöbetleşe zf. Nöbet sırasıyla, nöbetle, münavebe ile: "Şoföre lüzum yoktu, ikimiz nöbetleşe kullanırdık." -R. H. Karay.
nöbetleşme is. Nöbetleşmek işi.
nöbetleşmek (nsz) Sıra ile nöbet tutmak. nöbet şekeri is. Halk arasında ilaç olarak kullanılan billurlaşmış şeker.
nörolog, -ğu is. Fr. neurologue tıp Sinir hastalıkları uzmanı.
nöroloji is. Fr. neurologie tıp 1. Sinir sistemini inceleyen ve tedavisi ile uğraşan tıp dalı, sinir bilimi. 2. Hastanelerde sinir hastalıklarıyla ilgili bölüm.
nörolojik, -ği sf. Fr. necrologiaue tıp Nöroloji ile ilgili.
nöron is. Fr. neurone tıp Asıl hücre ile protoplazma uzantılarından ve bir silindir eksenden oluşmuş sinir hücresi.
nöroşirurji is. Fr. neurochirurgie tıp Beyin cerrahisi.
nöroşirürjik, -ği sf. Fr. neurochirurgiaue tıp Beyin cerrahisi ile ilgili.
nöroşirürjiyen is. Fr. neurochirurgien tıp Beyin cerrahı.
nörotîk, -ği is. tıp 1. Sinir sisteminde rahatsızlığı olan kimse. 2. sf. Sinir sistemi üzerinde etki yapan.
→ nörotik karakter, nörotik kişilik
nörotik karakter is. psikol. Toplumun koyduğu değer yargılarına karşı ters davranışlarda bulunan kimsenin sahip olduğu özellik.
nörotik kişilik, -ği is. Nörotik karakter.
nötr sf. Fr. neutre mec. 1. Tarafsız, yansız. 2. fiz. Elektriğe karşı hiçbir tepkisi olmayan, yansız. 3. kim. Kimyada turnusol gibi bir ayraç karşısında ne asit ne alkali tepkisi göstermeyen, yansız.
nötrleme is. Nötrlemek işi.
nötrlemek (-i) kim. Asit veya alkali tepkisi gösteren bir eriyiği alkali veya asit katarak nötr duruma getirmek.
nötrleşme is. Nötrleşmek işi.
nötrleşmek (nsz) Nötr duruma gelmek.
nötrleştirme is. Nötrleştirmek işi veya durumu.
nötrleştirmek (-i) Nötr duruma gelmesini sağlamak.
nötrlük, -ğü is. Nötr bir cismin veya ortamın durumu, niteliği.
nötron is. Fr. neutron Yaklaşık olarak proton ağırlığında ve elektrik yüklü olmayan bir atom cisimciği.
Np kim. Neptünyum elementinin simgesi.
-ntı / -nti, -ntu / -ntü Fiilden isim türeten ek: ak-ı-ntı, gör-ü-ntü, kur-u-ntu, sil-i-nti vb."