dragoman is. ît. dragomanno Tercüman, dilmaç.
dragon is. Fr. dragon 1. Ejderha. 2. tar. Batı ordularında, atlı veya yaya olarak çarpışan asker sınıfı.
drahmi is. Yun. Yunan para birimi.
drahoma is. (draho'ma) Yun. Hristiyan ve Musevilerde gelinin güveyiye verdiği para veya mal: "Ben de çalışıp kazanmak, drahoma toplayarak evlenmek istedim." -A. Gündüz.
draje is. Fr. dragee 1. Üstü şekerli, renkli ve parlak bir madde ile kaplanmış hap. 2. Genellikle çikolata ile kaplanmış kuru yemiş.
dram is. Fr. drame tiy. 1. Sahnede oynanmak için yazılmış oyun. 2. Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi. 3. Tiyatro edebiyatı. 4. mec. Acıklı olay: "İhtiyarın ve umumiyetle insanın dramı nedir, bilir misiniz?" -B. Felek.
drama is. Lat. drama Dram.
dramatik, -ği sf. Fr. dramatiaue 1. Sahne oyununa özgü olan: "Bu oyunun dramatik çatısını ben koyacaktım." -H. Taner. 2. İçinde gerilim, çatışma vb. olaylar bulunan, insan ilişkileri ile gelişen (eser, olay). 3. mec. Coşku veren, duygulan kamçılayan. 4. mec. Acıklı.
dramatikleşme is. Dramatikleşmek durumu. dramatikleşmek (nsz) Dramatik bir durum almak.
dram atikleştirme is. Dramatikleştirmek işi.
dramatikleştirmek (-i) Dramatik duruma getirmek.
dramatize sf İng. dramatize 1. Bir edebî eseri radyo, televizyon veya sahne oyunu biçimine getirilen. 2. mec. Bir olayı olduğundan daha acıklı, abartılı bir biçimde ortaya koyan, dramatize etmek 1) bir edebî eseri radyo, televizyon veya sahne oyunu biçimine getirmek; 2) mec. bir olayı olduğundan daha acıklı, abartılı bir biçimde ortaya koymak.
dramaturg is. Fr. dramaturge tiy. Oyun yazma ve yönetme kurallarını bilen, bir oyun yazılır veya sahnelenirken bu bilgisinden yararlanılan kimse, oyun yazarı, tiyatro yazarı.
dramaturgluk, -ğu is. Dramaturg olma durumu.
dramaturji is. Fr. dramatourgie Oyun yazma ve yönetme bilgisi: "Bu müdahaleler sanatla, dramaturji ile ilişiği olmayan merciler tarafından geliyor." -H. Taner.
dreç, -ci is. İng. dredge Ağlı kepçe, tarama ağı: Dreçlerle, algarnalarla, manyetolarla avlanmak.
dren is. Fr. drain 1. Ark. 2. tıp Ameliyat sonrası vücut içinde kalan doku artıklarını ve sıvıları dışarı atmak veya yara üzerindeki iltihabı akıtmakta kullanılan bükülgen tüp.
drenaj is. Fr. drainage 1. Toprakta bitkilerin yetişmesine zararlı olan fazla suların akıtılması, akaçlama. 2. tıp Yarada biriken sıvıyı akaçla boşaltma.
dretnot is. İng. dreadnought den. XX. yüzyılın başlarında kullanılan bir zırhlı tipi: "Mazideki sal, bugün dretnottur." -Ö. Seyfettin.
drezin is. Fr. draisine Demir yollarında yol kontrol ve bakımı için kullanılan küçük araba.
dripling is. İng. dribbling sp. bk. top sürme.
drog is. Fr. drogue kim. Hayvan ve bitkilerden kurutularak veya özel metotlarla toplanarak elde edilen, eczacılık ve kısmen sanayide kullanılan ham veya yarı ham madde.
drosera is. (drose'ra) Fr. drosera bot. Droseragillerden, topuz biçimindeki yapraklarının üst yüzeyi, böcekleri yakalayan yapışkan tüyler ile örtülü otsu bir bitki (Drosera rotundifolia).
droseragiller ç. is. bot. İki çeneklilerden, örnek bitkisi drosera olan bitki familyası.
Ds kim. Darmstadtiyum elementinin simgesi.