ajan is. Fr. agent 1. Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus, dil avcısı, çaşıt. 2. Bir kimsenin, bir ortaklığın veya bir devletin bazı işlerini gören kimse, iş görevlisi, temsilci.
→ ajan provokatör, kışkırtıcı ajan, kambiyo ajanı
ajanda is. (aja'nda) Fr. agenda Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter, andaç.
ajanlık, -ğı is. 1. Ajan olma durumu. 2. Ajanın görevi.
ajan provokatör is. Kışkırtıcı ajan.
ajans is. Fr. agence 1. Haber toplama ve yayma işiyle uğraşan kuruluş. 2. Bir ticari kuruluşu tanıtan, onunla ilgili bilgi aktaran ve bu yolla kazanç sağlayan iş kolu: Reklam ajansı. 3. Bu iş kollarının çalıştığı büro. 4. esk. Radyoda haber bülteni.
→ basın ajansı, haber ajansı
ajitasyon is. Fr. agitation 1. tıp Çırpıntı. 2. Kışkırtma.
ajitatör sf. Fr. agitateur Kışkırtıcı.
ajite is. Fr. agite "Kışkırtmak" anlamındaki ajite etmek ve "çırpıntıya uğramak" anlamındaki ajite olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz.
ajur is. Fr. âjour Delikli örgü, gözenek.
ajurlu sf. Her yanı ajur biçiminde işlenmiş bulunan, gözenekli; Ajurlu çorap.