Ag kim. Gümüş elementinin simgesi.
aga is. bk. ağa.
agâh sf. (a:ga:h) Far. agâh esk. Bilir, bilgili, haberli, uyanık, agâh olmak bilgi edinmiş olmak: "Böylece bu küçük ev bütün dünya haberlerine agâh olarak âdeta kâinatın hayatına iştirak eder gibi olmuş." -T. Buğra.
agami is. Yun. zool. Borazan kuşu.
aganta is. (aga'nta) İt. den. Yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir.
agaragar is. (Malaya dilinden) Deniz yosunlarından çıkarılan, beslenme endüstrisinde, hekimlikte ve bakteriyolojide kullanılan bir tür jelatin, jeloz.
agel is. Ar. 'agel Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ.
agitato zf (acita'to) İt. Canlı ve coşkulu bir biçimde (çalınmak).
aglütinasyon is. Fr. agglutination biy. Kümeleşim.
aglütinin is. Fr. agglutinine anat. Serumda meydana gelen antikor.
agnosi is. Fr. agnosie psikol. Tanısızlık.
agnostik, -ği is. Fr. agnostiaue 1.fel. Bilinemezci. 2. sf. Bilinemezcilikle ilgili.
agnostisizm is. Fr. agnosticisme fel. Bilinemezcilik.
agnozi is. Yun. psikol. Duyularda herhangi bir bozukluk olmamasına rağmen sinir sisteminin belirli bir yerindeki doku bozukluğundan ileri gelen algı kaybı veya yokluğu.
Agop öz. is. "Aptal aptal bakmak" anlamındaki Agobun kazı gibi bakmak deyiminde geçen bir söz.
agora is. Yun. Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı.
agorafobi is. Fr. agoraphobie tıp Alan korkusu.
agraf is. Fr. agrafe Kopça.
agrafi is. Yun. psikol. Yazma yitimi.
agrandisman is. Fr. agrandissement Büyültme.
agrandisör is. Fr. agrandisseur Fotoğrafçılıkta büyülteç.
agrega is. Fr. agregat Katışmaç.
agreman is. Fr. agrement Uygunluk.
agresif sf. Fr. agressif Saldırgan.
agresiflik, -ği is. Agresif olma durumu.
agronomi is. Fr. agronomie Çiftçilikle ilgili bilgilerin araştırıldığı bilim dalı.
agu ünl. Süt çocuklarının neşelendikleri zaman çıkardıkları ses.
agucuk ünl. Süt çocuğunu sevmek İçin söylenen bir söz.
agulama is. Agulamak işi.
agulamak (nsz) Bebek "agu" diye ses çıkarmak.
aguş is. (a:gu:ş) Far. âğüş esk. Kucak: "Seniha'ya sarıldı, aguşuna alıp onu tekrar şımarttı. " -E. E. Talu.