vâcib ül-ihtirâm

:

 

saygıdeğer, 

vâcibül-ittibâ'

:

 

(olmak) : huk. bağlanmak, 

va'd-i tehî

:

 

boşa söz verme, oyalamak için, yerine getirmeyeceği halde, söz verme.

va'd-i vuslat

:

 

kavuşma, buluşma sözü verme.

vahdeti

:

وحدتى

(a. i.) : fels. *birciîik, fr. monisme.

vahdet-i inbisât

:

 

fiz. "genleşme "katsayısı.

vâhidiyyet

:

واحديت

(a. i.) : birlik, teklik, bir olma, tek olma, fr. unicité.

vâhid-ül-hadd

:

 

mat. tek "terimli.

vâhid-ül-ma'nâ

:

 

tek manâlı, *tekan!am!ı, fr. univoque.

vak'a-nüvîsân

:

وقعه نويسان

(a. f. b. i.vak'a. nüvîs. in c.) : eskiden resmî devlet tarihçileri.

vakf ale l-amme

:

وقفه على العامه

(a. i.) : 5) gr. arapça bir kelimenin sonunu harekesiz olarak okuma.

vakf li-s-sebîl

:

 

huk. kamu yararına yapılan vakıf.

vakfegir

:

وقفه گير

(a. f. b. s.) : duran, duraklayan.

vakf-ı fariza-i şer'iyye

:

 

(üzere) : huk. bir kimsenin hayatta iken bir malının gaile (gelir) sini "farîza-i şer'iyye (= şer'î hisse, pay") diye evlâdına vakfetmesi.

Vakıa

:

 

5) Aziz Mahmut Hüdâyî'n'n şeyhi Uf-tâde'nin sözlerini topladığı bir eseri.

vâkıf-âne

:

واقفانه

(a. f. b. zf.) : vâkıf olanlara yakışacak yolda.

vakt-i kerâhai

:

 

akşamcılar arasında şaka yollu söylenen içkiye başlama zamanı.

vâlâ nijad

:

والا نژاد

(f. b. s.) : soyu yüce, yüce soylu.

vâlidân

:

والدان

(a. f. b. i.) : (bkz. : vâ-lideyn).

varak-ı mü tevali

:

 

bot. "Sarmal yaprak, 

varak-ı müsennen

:

 

bot. testere yaprak, 

varak-ı tâmm

:

 

bot. tam yaprak, 

varak-ı zehrevî

:

 

bot. örtü yaprağı, koruyucu pul.

vasati irtifa'

:

 

coğr. ortalama *yüksslti.

vasatiyye

:

وسطيه

(a. s.) : ["vasatî" nin müen.]. (bkz. : vasatî).

vasf-ı mümeyyiz

:

 

fels. ayırt edici, ayırıcı vasıf, fr. caractéristique.

vâsıba

:

واصبه

(a. s.) : [."vâsıb" ın müen.]. (bkz. : vâsıb).

vâsıfa

:

واسفه

(a. s. vasf'den) : 1) ["vâsıf" ın müen]. (bkz. : vâsıf). 2) i. kadın adı. 

vâsıta-i nakliyye

:

 

taşıma *aracı, * taş 11.

vasliyye

:

وصليه

(a. s.) : ["vaslî" nin müen.]. (bkz. : vaslî).

vâv-ı makbûza-i hafife

:

 

ü ses m i veren vâv. 

vâv-ı makbûza-i sakile

:

 

u sesini veren vâv. 

vâv-ı mebsûta i hafife

:

 

ö sesini veren vâv. 

vâv-ı mebsûta-i sakile

:

 

o sesini veren vâv.

vâye-bahş

:

وايه بخش

(f. b. s.) : nasîb, behre, fayda bağışlayan.

vaz'-ı ict'ma'

:

 

(kavuşma * konumu) : Güneşle herhangi bir "gezegenin, güneşle aynı -yere göre aynı hizada ve aynı yanda bulunduğu *konum, fr. conjonction.

vaz-ı istikbâl

:

 

astr. Güneşle bir dış "gezegenin, güneşle Ayın, yere göre simetrik olduğu "konum, karşıkonum, fr. opposition.

vaz'iyyet-i irtika'

:

 

astr. *yücelme "durumu.

Vaz'iyyet-i ezhâr

:

 

bot. çiçek "durumu, fr. inflorescence.

ve kıs alâ hazâ

:

 

(a. cü.) : (bkz. : kıs).

ve lehu eyzan

:

 

bu da onun gibi, bu da öyle. 

vecd-âlûd

:

وجد آلود

(a. f. b. s.) : vecde getiren, coşturan, (bkz. : vecd-âver).

vecdân

:

وجدان

(a. i.) : vecit, coşma, kendinden geçme hâli.

vecdet

:

وجدت

(a. i.) : 1) vecitli oluş. 2) zenginlik.

veceniyye

:

وجنيه

(a. s.) : ["vecenî" nin müen.]. (bkz. : vecenî).

ved

:

ود

(a. i.) : (bkz. : vedd).

vefeyât

:

وفيات

(a. i. vefât'ın c.) : ölümler.

veinJyyet

:

 

(a. i.) : fiz. moment.

velâkin

:

ولكن

(a. e.) : amma, fakat, (bkz. : lâkin, lîk, velîk, velîkin).

velâkinne

:

ولكن

(a. e.) : (bkz. : velâkin). 

verd-i riyâh

:

 

coğr. rüzgâr gülü. 

verîd-i rievî

:

 

anat. akciğer * toplardamarı.

ve şâire

:

وسائره

(a. c.) : ve başkaları, ve bunun gibiler, ve benzerleri.

vezn-i basit

:

 

fiz. basit tart

vezn-i benân

:

 

ed. (bkz. : hisâb-ül-benân). 

viâî, viâiyye

:

وعائى ، وعائيه

(a. s.) : anat. damarla, kan damarıyle *ilgili.

vidâcî

:

وداجى

(a. s.) : anat. 1) boyun damarlarından biri ile "ilgili. 2) i. boyun kara damarı.

vûcûd-pezîr

:

وجود پزير

(a. f. b. s.) : vücut bulan, olan, meydana gelen.

vukuât-ı zabıta

:

 

polisi "ilgilendiren hadise, "olay.

vus'

:

وسع

(a. i.) : bir işi yapabilme gücü, (bkz. : iktidar, kuvvet).

:

و

(f. e.) : (bkz. : ve).

vücûbiyye

:

وجوبيه

(a. s.) : ["vücûbî" nin müen.]. (bkz. : vücûbî).

vücûd-dâde

:

وجود داده

(a. f. b. s.) : vücût veren, can atan.

vücûd-hücreieri

:

 

biy. soma.