ra'âdiyye

:

رعاديه

(o. i.) : zool. *yayınbalığigiller, fr. siluridés, siluroïdes.

Rabbena

:

ربنا

(a. h. i.) : Allah, (bkz. : Rabb).

râciha

:

راجحه

(a. s. rüchân'dan) : ["ra-cih" in müen.]. (bkz. : râcih).

râfia

:

رافعه

(a. s. ref'den) : 1) ["râfi'" in müen.]. (bkz. : râfi'). 2) s. biy. kaldıran, fr. élévateur.

râhat-ı hulkum

:

 

(bkz. : râhat-ı lokum), rahik : 2) bot. *balözü.

râhile

:

راحله

(a. s. rihlet'den) : ["hâh'I" in müen.]. (bkz. : râhil ).

râhime

:

راحمه

(a. s. rahm'den) : ["rahim" in müen.]. (bkz. : rahim).

rahmet-ullahi aleyhim ecmain

:

 

Allah onların hepsine rahmet etsin.

rahmîyye

:

رحميه

(a. s.) : ["rahmî" nin müen.]. (bkz. : rahmî).

râkım-ı sademât

:

 

jeol. sismograf.

râkia

:

راكعه

(a. s. rükû'dan) : ["râki' " ın müen.]. (bkz. : râki').

rakkası

:

رقاصى

(a. s.) : fiz. *sarkıl, fr. pendulaire.

râmiş

:

رامش

(f. b. s.) : nağme, şarkı.

râsiha

:

راسخه

(a. s. rüsûh'dan) : ["râsih" in müen.]. (bkz. : râsih).

râsih-dem

:

راسخ دم

(a. b. s.) : sağlam nefesli, sözünde duran.

râst-acem

:

راست عجم

(f. a. b. i.) : müz. Adı enonim bir edvarda geçen makam.

râşide

:

راشده

(a. s. rüşd'den) : ["râşid" in müen.]. (bkz. : râşid).

râzân

:

رازان

(a. i. râz'ın c.) : sırlar, gizli tutulan şeyler.

râz-bân

:

رازبان

(f. b. s.) : sır saklayan.

râz-dâr

:

رازدار

(f. b. s.) : sır tutan.

re¡s-¡ şâirân

:

 

şâirlerin başı.

Rebâb-nâme

:

ربابنامه

(f. b. i.) : Sultan Veled' in Türkçe ve Farsça manzum mesnevisi.

rebîa

:

ربيعه

(a. s.) : 1) ["rebî"' in müen.] (bkz. : rcbî'). 2) î. kadın adı.

rebîîyye

:

ربيعيه

(a. s.) : ["rebîî" nin müen.]. (bkz. : rebîî).

refîhe

:

رفيهه

(a. s.) : ["refîh" in müen.]. (bkz. : refîh).

refîka

:

رفيقه

(a. s. rıfk'dan) : ["refîk" ın müen.]. (bkz. : refîk).

refîk-ı mesaî

:

 

iş arkadaşı.

refû

:

رفو

(a. i.) : yama, örgü, örme. ( bkz. : rüfû ).

refû-gârî

:

رفو گارى

(f. b. i.) : örmecilik, örücülük, (bkz. : rüfû-gârî).

refû-ger

:

رفو گر

(f. b. i.) : örgücü, örücü, (bkz. : rüfû-ger).

rehbân

:

رهبان

(a. s. c.) : rehâbîn, rehâbi-ne) : çok korkak [kimse].

rekîke

:

ركيكه

(a. s. rekâket'den) : ["re-kîk" in müen.]. (rekîk).

rekîne

:

ركينه

(a. s.) : ["rekîn" in müen.]. ( bkz. : rekîn ).

remâd-ı bürkânî

:

 

jeol. yanardağ külü.

reme

:

رمه

(f. i.) : 1) sürü. 2) asker taburu ve insan kalabalığı. 3) (h. i.) büyük "R" ile Ülker yıldızı.

remmâniyye

:

رمانيه

(a. i.) : (bkz. : rüm-mâniyye).

remzî

:

 

3) mant. *simgesel, fr. symbolique.

rengîn-ter

:

رنگينتر

(f. b. s.) : fazla renkli, güzel renkli.

re'sen mukabil zaviye

:

 

mat. *tersaçı, fr. angle oppose par le sommnet.

re's-i uzv-ı te'nîs

:

 

bot. dişicik başı, tepecik, fr. stigmate.

resmi maktu'

:

 

mat. *yanay, fr. profl.

resmi nev

:

 

yeni tarz, yeni usul.

revendiyye

:

رونديه

(a. i.) : bot. *karabuğ-daygiller. (bkz. : râvendiyye).

re'y-i rezîn

:

 

ağırbaşlı, ihtiyatlı re'y.

rezîle

:

رذيله

(a. s.) : ["rezîl" in müen.]. ( bkz. : rezîl ) ;

rezîlet

:

رذيلت

(a. i.) : rezillik, alçaklık.

rıdâî

:

رضاعى

(a. i.) : müz. adı anonim bir edvâr-ı ilm-i musikl'de geçen bir makam.

rıdvan

:

 

3) müz. 15C0 yıllarında yazılmış manzum anonim bir edvarda terkipler arasında tanımlanan bir makam-

rızâen

:

رضاءً

(a. zf.) : razı olarak,

rızâen li-llâh

:

 

Allah rızası için. 

ribât-ı müsennen

:

 

anat. dişli bağ, fr. ligament dentelé.

ric'î

:

 

2) astr. *tersyön; 3) fels. *gerilek, geri giden.

ric'iyye

:

رجعيه

(a. s.) : ["ric'î" nin müen.]. (bkz. : ric'î).

ricl-i kâzib

:

 

zool. yalancı ayak, fr. pseudopode.

ricl-ül-vezz

:

رجل الوز

(a. b. i.) : bot. kazayağı, fr. alisme.

Rifâî

:

رفاعى

(a. h. i.) : Rifâîlîk tarikâtın-den olan kimse.

rikkü'l-habîb

:

 

müz. Hüseyin Saadettin Arel kitaplığındaki manzum anonim bir edvarda *ta-nımlanan makam.

Risâlet-ün-Nushiyye

:

 

Yunus Emre'nin, dîvanının başında bulunan 573 beyitlik. tasavvufî bir mesnevîsi.

rîşât

:

رشات

(f. ¡. rîş'in c.) : (bkz. : rîş).

rişvet-i kelâm

:

 

(söz rüşveti.) : 1) bir kimsenin, yaptığı yanlışlıkların örtbas edilmesi bakımından karşısındakine veya bir başkasına yaranmak amacıyla söylediği pohpohlayıcı sözler; 2) Eskiden bir kimsenin kendi hakkında söylenilenleri getirene armağan olarak verdiği para.

rivâkıyyûn

:

رواقيون

(a. s. rîvâfcî'nin c.) : (bkz. : revâkıyyûnj).

rivâyet-i aşere

:

 

(bkz. : kırâat-i seb'a).

rö-bend-bâz

:

روبندباز

(f. b. s. ve i.) : yüz örten" : İran'da maskeli oyunların gösterisi.

ruh-bahş

:

روحبخش

(a. f. b. s.) : can bağışlayan.

rûhiyyet

:

روحيت

(a. i.) : (bkz. : rûhiyye).

rû-nümûde

:

رونموده

(f. b. s.) : yüz göstermiş, meydana çıkmış.

rûz-i kıyamet

:

 

(bkz. : rûz-ı ceza),

ruz-nâme-i müzâkerât

:

 

konuşma gündemi.

Rübâb

:

 

2) Cemâl Nadir tarafından İstanbul'da yayımlanmış edebî, içtimaî, felsefî bir dergi.

Rübâb i Şikeste

:

 

(kırık rübab) : Tevfik Fikret'in 1899'da basılmış ünlü şiir kitabı.

rücû ve nüzul

:

 

tas. bezm-i elestte, yânî ezeldeki ruhlar vakti, gelince bu maddî âleme iner, önce cemâddadır, sonra nebata, hayvana, insana nihayet insân-ı kâmile geçer, oradan ilk indiği büyük ruha, yânî Allah'a ittisal peyda eder. İşte o inişle bu çıkışa nüzul ve uruc (rücû) denir.

rücûan

:

رجوعاً

(a. zf.) : geriye dönerek.

Rüfâî

:

رفاعى

(a. h. i.) : (bkz. : Rifâî).

rüfâiyye

:

رفاعيه

(a. i.) : (bkz. : rifâiyye).

rüstem-âne

:

رستمانه

(f. b. zf.) : İran'ın ünlü pehlivanı Rüstern gibi, pehlivancasına.

rüsûbî sahra

:

 

jeol. *tortul *külte.

rüsûmiyye

:

رسوميه

(a. s.) : ["rüsum" un müen.] : (bkz. : rüsum).

rüşeym-i arızî

:

 

bot. geçici cücük.

rüşvet

:

رشوت

(a. i.) : 1) vazifeli bir kimsenin elindeki imkânları para veya mal karşılığında kötüye' kullanması. 2) bu şekilde verilip alınan para veya mal, (bkz. : rişvet).

rü'yet fi-llah

:

 

fels. Tanrı'da görme. , 

rüzz

:

رز

(a. i.) : bot. pirinç, (bkz. : erz).