iade

:

 

4) ed. birinci mısraın son kelimesini ikinci mısraın başında tekrarlayarak yazılan manzume.

iârât

:

اعارات

(a. i. iâre'nin cj : ödünç vermeler.

iaşe ve ibate

:

 

yedirme ye barındırma.

iâza

:

اعاضه

(a. i. ivaz'dan) : bedel verme, karşılık verme.

ibâd

:

عباد

(a. i. abd'in c.) : 1) kullar. 2) e. çok bol, bereketli.

ibhâm-ı lâfzî

:

 

mant. * ikizlilik, fr. ambiguïté.

ibhâm-ı manevî

:

 

mant. "ikizanlam, fr. amphibologie.

İbn-il-harem

:

 

gayri meşru çocuk, (bkz. : ve-led-i zina).

ibre-i mıknatısiyye

:

 

fiz. (bkz. : mıknatısî).

ibreviyye

:

ابرويه

(a. i.) : bot. "sardunyagiller, [doğrusu : "İbriyye" dir]. 

İbtâl-i hiss

:

 

biy. uyuşturma, 

ibtidâî madde

:

 

ham madde. ».

ibtidâiyye

:

ابتدائيه

(a. s.) : ["ibtidâî'nin müen.] (bkz. : ibtidâî).

ibtisâmât

:

ابتسامات

(a. i. ibtisâm'ın c.) : hafif gülmeler, gülümsemeler.

îcâb-ı hâl

:

 

*durumun "gereği, 

îcâb-ı maslahat

:

 

işin *gereg¡. 

icân

:

 

2) anat. apış arası.

icfâr

:

اجفار

(a. i.) : alışkanlıktan . vazgeçme.

icmâliyye

:

اجماليه

(a. s.) : ["icmâlî'nin müen.] (bkz. : icmâlî).

icra hey'eti

:

 

yürütme *kurulu.

icra vekilleri hey'eti

:

 

bakanlar kurulu.

icrâî kuvvet

:

 

yürütme gücü.

icrâî, icrâiyye

:

اجرائ ، اجرائيه

(a. s.) : icraya ait, icra ile "ilgili.

ictihâdî, ictihâdiyye

:

اجتهادى ، اجتهاديه

(a. s.) : içtihada âit, içtihat ile ilgili, (bkz. : ictihâd).

içtimâ-i süflâ

:

 

astr. iç *gezegenlerin, yer-*gezegen-güneş olmak üzere aynı "doğrultuda bulunmaları, "altkavuşum, fr. conjonction inférieure.

içtimâ-i ulyâ

:

 

astr. iç *gezegenlerin, yer-güneş-*gezegen olmak üzere bir doğrultuya gelmeleri, "üstkavuşum, fr. conjonction supérieure.

i'dâdiyye

:

اعداديه

(a. i.) : 1) i'dâdi'nin müen. 2) (bkz. : mekteb-i i'dâdî).

îdân

:

عيدان

(a. i. ûd'un c.) : (bkz. : ûd).

idâre-i kelâm

:

 

sözü, birinin hoşuna gidecek şekilde söyleme.

idâre-i mülkiyye

:

 

sivil *yönetim.

iddiyân

:

اديان

(a. i. deyn'den) : borca girme, borç alma, borçlanma.

îd-geh

:

عيدگه

(a. f. b. i.) : (bkz. : îd-gâh).

iemeân-ı flüorî

:

 

fiz. flüorışı, fr. fluorescence, 

ifâdî, ifâdiyye

:

افادى ، افاديه

(a. s.) : ifade ile *ilgili, anlatma ile *'lgili.

ifgâr

:

افگار

(f. s.) : yaralı, (bkz. : mecruh).

ifkad

:

افقاد

("ka" uzun okunur, a. i.) : kaybettirme.

ifkah

:

افقاه

("ka" uzun okunur, a. i.) : öğretme.

ifoiilâf-ı kanun

:

 

huk. * türedisi.

ifrâş

:

افراش

(a. i.) : tefriş etme, serme, döşeme.

iftâh

:

افتاح

(a. i. feth'den) : fethetme, açma.

iftihâm

:

افتهام

(a. i. fehm'den) : anlama, kavrama.

iftikârî

:

افتكارى

(a. s.) : fels. düşünce ile "ilgili^ düşünce ve *tasarımda bulunan, *düşünsel, fr. idéal.

iftikâriyyet

:

افتكاريت

(a. i.) : fels. "düşüncellik, fr. idéalité.

iftirâz

:

افتراض

(a. i. farz'dan) : farz kılma, zarurî, lüzumlu, gerekli sayma.

igtiram

:

اعغترام

(a. i.) : ,borç verme, diyet verme; cereme verme.

ihâta-i nazar

:

 

ğengörü.

ihâtavî

:

احاطوى

(a. s.) : ihata edecek gibi, içine alacak şekilde.

ihbar tasrifi

:

 

gr. basit zamah çekimi, fr. indicatif.

ihkar

:

احقار

("ka" uzun okunur, a. i.) : tahkir etme, rezil etme.

ihnak

:

اخناق

(a. i.) : 2) boğma.

ihsâî

:

 

2) sosy. *sayımsal, fr. statistique.

ihsâiyyet

:

احصائيت

(a. i.) : (bkz. : îhsâiyyât).

ihsâsiyye

:

احساسيه

(a. s.) : ["ihsâsî" hin . müen.]. (bkz. : ihsâsî).

ihtilâf-ı manâzır

:

 

astr. paralaks.

ihtilâf-ı mansar

:

 

astr. paralaks, fr. parallaxe.

ihtimâli

:

احتمالى

(a. s.) : fels. *belkiii, fr. problématique.

ihtimâr-ı küûlî

:

 

kim. alkol mayalanması, 

ihtirâk-ı bati

:

 

kim. yavaş yanma.

ihtiram kâr

:

احترامكار

(a. f. b. s.) : ihtiram, hürmet gösteren, saygılı.

ihtisası, ihtisâsiyye

:

اختصاصى ، اختصاصيه

(a. s.) : ihtisasa, *uzmanlığa ait, bununla *ilgili.

ihtisâsiyye

:

احتساسيه

(a. i.) : fels. *du-yumculuk, fr. sensualisme.

ihtitâe-nâme

:

 

(a. f. b. i.) : ed. yüzün ve gözün seyirmesi hakkında yazılan bir çeşit mşrtsur falname, fal kitabı.

ihtiyâtiyye

:

احتياطيه

(a. s.) : ["ihtiyatî" nin müen.] (bkz. : ihtiyatî).

ihtizâzât

:

اهتزازات

(a. i. ihtizâz'ın c.) : 1) titremeler, *titreşimler; *deprenmeler. 2) \ıçrayıp oynamalar; sallanmalar.

ihtizâz-ı arzani

:

 

jeol. enine sarsıntı, enine *titreşim.

ihtlcâ'

:

 

(a. i. hicv'den) : birbirini karşılık ı, hicvetme.

iizâz

:

 

(a. s. lezîz'in c.) : lezzetli, tatlı, hoşa gider şeyler.

İkdam

:

 

2) 1894'te Ahmet Cevdet ve Ethem İzzet Éenice tarafından istanbul'da yayımlanmış günlük bir gazete.

iklîiî

:

اكليلى

(a. s.) : 1) iklîle ait, iklîl ile *ilgli. 2) bot. ikili, fr. bicuspide.

iklîl-i cenubî

:

 

astr. güney tacı, fr. couronne australe.

iklil-i şemsî

:

 

astr. güneş tacı, fr. couronne (solaire).

iklim

:

 

2) memleket, diyar, ülke.

iklimi

:

اكليمى

(a. s.) : ıklım ile *¡lgili, ''iklimsel, fr. climatique.

iksâl

:

اكسال

(a. i. kesel'den) : bıkkınlık, bezginlik verme.

iktâm

:

اكتام

(a. i. ketm'den) : gizleme,saklama.

iktisâbât

:

اكتسابات

(a. i. kesb'den. iktisâb' ın c.) : iktisaplar, kazanmalar, edinmeler.

iktisâdiyye

:

اقتصاديه

(a. s.) : ["iktisadî" nin müen.] : (bkz. : iktisadî).

iktitâfât

:

اقتطافات

(a. i. iktitâf'ın c.) : (bkz" : iktitâf).

i'lâl

:

 

3) mant. *nedenleme, fr. causation.

i'lânât

:

اعلانات

(a. i. i'lân'ın c.) : ilânlar; meydana çıkarmalar, açığa vurmalar, yaymalar.

ilcâ

:

 

2) psik. *içtepi, fr. impulsion.

îlet i musavvat

:

 

fiz. mikrofon.

ilhâhât

:

الحاحات

(a. i. ilhan'ın c.) : (bkz. : ilhâh).

ilhâmât

:

الهامات

(a. i. ilhâm'ın c.) : (bkz. : ilham).

İlhâm-ı Vatan

:

 

Abdülhak Hâmid'in vatan şiirlerini ihtiva eden bir eseri.

ilkaât

:

القاآت

(ka" uzun okuhur. a. i. ilka' nin c.) : (bkz. : ilka).

ilkah-ı dahilî

:

 

biy. *içdöllenme, fr. fécondation interne.

ilkahı hârici

:

 

biy. *dışdöllenme, fr. fécondation externe.

illallah

:

الى الله

(a. c.) : "yeter, kâfi, bıktık artık" gibi usanç ve bezginlik anlatır.

illet-i âdiye

:

 

mani. vesile *nedeni, fr. cause occasionnelle.

illet-i akliyye

:

 

akıl hastalığı.

illet-i faile

:

 

fels. *etken nedeni, fr. cause efficiente.

illet-i vahime

:

 

kuruntu hastalığı.

ilm i hisâb

:

 

mat. aritmetik.

ilm i şuhûd

:

 

*gözleme, *deneye dayanan *bilim.

ilm ü haber

:

علم و خبر

(a. b. i.) : resmî daireye verilmek üzere muhtarlık veya bir daire tarafından birinin durumunu belirtmek için hazırlanmış tasdikli vesika, *belge.

ilm-el-yakîn

:

 

*kesin bilgi.

ilm-i ahcâr

:

 

jeol. *taşbilimi.

ilm-i âsâr-ı atîka

:

 

arkeoloji.

ilm-i azâim

:

 

ruhları davet ve teskin etme .ilmi.

ilm-i bedâyi'

:

 

estetik. ( bkz. : bedîiyyât ).

ilm-i cevv

:

 

meteor, (bkz. : ilm-i ahvâl-i cevv).

ilm-i edvar

:

 

müz. müzik bilgisi.

ilm-i hâl

:

 

2) tas. tekkede öğrenilen bilgiler.

ilm-i içtimâ'

:

 

(bkz. : ictimâiyyâ').

ilm-i kal

:

 

tas. medresede öğrenilen ilim.

ilm-i kehânet

:

 

gelecekten haber verme ilmi.

ilm-i kelâm

:

 

(bkz. : kelâm6) .

ilm-i kıyafet

:

 

(bkz. : kıyafet3)

ilm-i nücûm

:

 

astroloji.

ilm-i şerîf

:

 

musikî.

ilm-i tabakat-ül-arz

:

 

jeol. jeoloji, »yerbilimi.

ilm-i tasvîr-i miyâh

:

 

coğr. *subi'gisi, fr. hydrographie.

ilm-i tavsîf-it-tabîa

:

 

coğr. fizyografya.

ilm-i tekvîn

:

 

kâinatın yaratılışını inceleyen *bilim, kozmogoni.

ilm-ül-esmâk

:

 

zool. *balıkbilimî.

iltifât-nâme

:

التفاتنامه

(a. f. b. i.) : ed. Bir büyük tarafından beğenilip övüldüğü bildirilen yazı.

iltimâât

:

التماعات

(a. i. iltimâ'ın c.) : parıldamalar. 

i'mâlât-hâns

:

اعمالاتخانه

(a. f. b. i.) : »yapımevi, *işlik, atölye.

imâle-i nigâh

:

 

göz çevirme, mec. dikkatsizce bakma.

i'mâliyye

:

اعماليه

(a. i.) : yapma, »yapım ücreti.

imâm-zâde

:

امام زاده

(a. f. b. i.) : imam oğlu, babası imam olan veya babasına imam denilen kimse.

imârât

:

عمارات

(a. i. imâret'in c.) : imaretler, yoksullara yiyecek dağıtmak üzere kurulmuş olan hayır evleri, aşevleri.

imdâdî

:

امدادى

(a. s.) : imdata ait, imdatla *ilgili.

imtidâd-ı fecr

:

 

astr. tan »süresi.

imtidâh

:

امتداح

(a. i. medh'den) : medhetme, övme

imtikâr

:

امتكار

(a. i. mekr'den) : aldanma, oyuna ve hileye düşme.

imtisâs-ı kudret

:

 

fiz. enerji alma.

imtiyâzî, imtiyâziyye

:

امتيازى ، امتيازيه

(a. s.) : imtiyaza ait, imtiyazla »ilgili.

imtizaç i kimyevî

:

 

kim. *kimyasal *İlgi.

inâdén

:

عناداً

(a. zf.) : inat ederek, inat olsun diye, domuzuna.

inâe

:

اناءه

(a. i.) : üşenme; geciktirme.

in'âm-perver

:

انعامپرور

(a. f. b. s.) : nimet veren, ihsan, iyilik eden.

în'âm-perverî

:

انعامپرورى

(a. f. b. i.) : nimet vericiliky ihsan, iyilik edicilik.

inâyet-i Rabbâniyye

:

 

Tanrı'nın lûtfi, Tanrı'nın ihsanı, Tanrı »kayrası.

inâyet-i Rabbâniyye mesleği

:

 

fels. »kayracılık, fr. providentialisme.

inbisât-ı tûlânî

:

 

fiz. uzama, fr. dilatation lineaire.1

ind-el-iktizâ

:

 

gereğince, gerekirse.

ind-el-lüzûm

:

 

gereğince, gerekirse.

indifâât

:

اندفاعات

(a. i. indifâ'ın c.) : 1) mündefi olmalar, ortadan kalkmalar. 2) yer yer başgöstermeler. 3) jeol. püskürtmeler, fr. éruptions.

indimâcî

:

اندماجى

(a. s.) : *içkin, fr. immanent.

indiyye

:

عنديه

(a. i.) : fels kendi inanişma , - kendi gürüşüne inanma, kendincelik .

inhifâz-ı nesîmî

:

 

meteor. * basınç düşüklüğü (düşük *basınç).

inhilâl-i plâzmaî

:

 

bot. plazma *bozulumu. 

inhilâl-i zihnî

:

 

psik. zihin *dağılımı. inhina : 2) geo. eğrilik.

inhitât-ı mikyâs-ı hava

:

 

meteor, "basınçölçer düşüklüğü.

inhitât-ı ruhî

:

 

psik. ruh *düşümü, fr. psye-hplepsie.

inhitâtî

:

انحطاطى

(a. s.) : "çökkün, fr. dépressif.

inhizâm

:

انهضام

(a. i. hazm'den) : hazmolunma, *sindirilme.

inkısam

:

 

2) bot. bolünüm.

inkisâr-ı hayâl

:

 

umduğunu bulamama, *umut kırıklığı.

inkisâr-ı ziyâ

:

 

fiz. ışık "kırımı, inkişâf : 4) biy. , mat. "açınım, fr. développ-ment.

innallahe maa s-sâbirîn

:

 

Allah sabredenlerle beraberdir.

inşiâl

:

اشعال

(a. i.) : şulelenme, alevlenme.

intâc-gerde

:

انتاجگرده

(a. f. b. s.) : netice olarak meydana gelen, başka bir şeyin neticesi olarak sayılan.

intanîyye

:

انتانيه

(a. i.) : 1) ["intânî" nin müen.]. (bkz. : intânî). 2) intânî hastalıklar servisi.

intibâk-ı hayatî

:

 

fels. "dirimsel "duyuşma, fr. consensus vital.

intihâ-nâme

:

انتهانامه

(a. f. b. i.) : Sultan Veled'in Farsça manzum bir mesnevisi.

intikal-i hararet

:

 

fiz. "ısı *yayılımı, fr. convection.

intikal-i kuvvet

:

 

fiz. kuvvet *iletimi. 

intisâb-ı nefes

:

 

hek. nefes darlığı, (bkz. : usr-ün-nefes, zîk-ı nefes ).

intişâr

:

 

5) fiz. ayrılma, fr. dispersion; 6) kim. "dağılım, *yayınma, fr. diffusion.

intişârı

:

انتشارى

(a. s.) : fiz. ayıran, fr. disperse.

intişâr-ı büzûr

:

 

bot. tohum dağılması.

intişâr-ı hararet

:

 

fiz. * ısı *yayılımı. 

inzihâl (-)

:

انذهال

(a. i. zehel'den) : şaşkın-lık. '

inzirâr

:

انزرار

(a. i.) : bot. tomurcuklanma.

inzivâ-gâh

:

انزواگاه

(a. f. b. i.) : inziva edilecek yer, *çekilge.

irâde-i zaîfe

:

 

(zayıf, geçici irade) : psik. *is-temşeme, fr. velléité.

ireb

:

ارب

(a. i.) : (bkz. : irb).

iriicâc-ı elektrîkî

:

 

fiz. elektrik titreşimleri.

irsâliyye

:

ارساليه

(a. i.) : makbuz , alimdi.

irsiyyet

:

ارثيت

(a. i.) : irsîlik, anadan babadan, akrabadan geçerlik.

irşâdât

:

ارشادات

(a. i. irşâd'ın c.) : (bkz. : irşâd).

irticâc-ı adalî

:

 

biy. "kasıl sarsılma, fr. secousse musculaire.

irticaf

:

 

2) astr. üçüncü bir cismin veya cisimlerin "çekim "etkisiyle "yörünge hareketinin bozulma "eylemi, fr. perturbations.

irtifâât

:

ارتفاعات

(a. i. irtifâ'ın c.) : 1) yükselmeler. 2) yükseklikler. 3) ortadan 1 kalkmalar. 4) terakki etmeler, ilerlemeler, yükselmeler.

irtifâât-ı mütevâfıka

:

 

astr. karşılıklı yüksek-

irtifak

:

 

5) Bir gayrimenkulden birkaç kişinin faydalanması.

irtikâbât

:

ارتكابات

(a. irtikéb'in c.) : irtikaplar, rüşvet almalar, rüşvet yemeler.

irtikasât-ı kamer

:

 

astr. Ay sallantısı, fr. lib-ration.

irtisâmât

:

ارتسامات

(a. i. irtisâm'ın c.) : irtisamlar, (bkz. : irtisam).

İrtisami

:

ارتسامى

(a. s.) : irtisâma, * izdüşüme ait, irtisam, * izdüşüm ile * ilgili,

isfenciye-i karniyye

:

 

zool. yumuşak susünger-leri, fr. cératosponges.

isfenciye-i kilsiyye

:

 

zool. kireçli süngerler, fr. caleisponges.

isfendâniyye

:

اسفندانيه

(f. i.) : bot. »akça-ağaçgiller.

isfidâb ı

:

اسفيداب

(f. i.) : üstübeç. (bkz. : istîdâc).

isfîdâr

:

اسفيدار

(f. i.) : bot. akkavak, ak söğüt.

iskar

:

اصقار

(a. i.) : hakir görme, hor görme.

ismen

:

اسماً

(a. zf.) : 1) ismini, adını söyleyerek, adını belirterek. 2) gerekli bir işi veya vazifeyi yapmamak veya yapamamak »durumunda bulunarak : "İsmen öğretmen. İsmen hizmetçi gibi"

ism-i cemi'

:

 

gr. topluluk ismi.

ismiyyûn

:

اسميون

(a. i. c.) : »adcılar, fr. nominalstes.

istiâre-i mürekkebe

:

 

ed. teşbihin temel un : surlarından olup yalnız biriyle arka arkaya birkaç benzerlik sıralayarak yapılan istiare.

istiâre-i temsîliyye

:

 

ed. benzeyen ve kendisine benzetilenin birden fazla olması suretiyle yapılan istiare.

istibâhât

:

استباحات

(a. i. istibahe'nin c.) : (bkz. : istibâhe).

istibhâm

:

استبهام

(a. i.) : 1) müphem olma, belirsiz olma. 2) ses çıkarmama.

istibkâ'

:

استبكاء

(a. i. bükâ'dan) : ağlatma.

istibrâz

:

استبراز

(a. i. ' berez'den) : meydana çıkarma, açığa vurma.

istidhâk

:

استضحاك

(a. i. dıhk'dan) : eklenme, alay etme.

istifrâr

:

استفرار

(a. i. firâr'dan) : firar etme, kaçma, gizlice savuşma.

istigzâb

:

استغضاب

(a. i. gazab'dan) : gazaba getirme, kızdırma, öfkelendirme.

istihmak

:

استغماق

(a. i. hamık ve hamuk' dan) : ahmaklık gösterme.

istihzan

:

استحضان

(a. s.) : fels. »tasarımlı, fr. représentatif.

istihzârât

:

استحضارات

(a. i. istihzâr'ın c.) : hazırlıklar.

istiksâb

:

استكساب

(a. i. kesb'den) : kesbetme, kazanma.

istiktâm

:

استكتام

(a. i. ketm'den) : saklama, gizlemek isteme.

istilâ-i bahr

:

 

jeol. deniz basması, istimzaç : 2) anket.

isti'nâd

:

استعناد

(a. i. inâd'dan) : inat etme, direnme.

istinkâr

:

استنكار

(a. i.) : inkâr etme, bil-memezlikten gelme.

istinkaş

:

استنقاش

("ka" uzun okunur, a. i.) : nakş'dan.) : 1) nakşedilmesini isteme. 2) nakşetme.

istîsâlât

:

استيصالات

(a. i. istîsâl'in c.) : (bkz. : istîsâl).

isti'sâm

:

استئثام

(a. i. ism'den) : günahtan arınma.

istisnâiyyet

:

استثنائت

(o. i.) : müstesnalık, müstesna oluş, ayrılık.

istişârî

:

استشارى

(a. i.) : danışmalık.

istîşfâf

:

استشفاق

(a. i.) : 1) şeffaf olma, saydamlaşma. 2., içinden görerek bir şeyin aslını öğrenmeye ve elde etmeye çalışma.

istişhâr

:

استشهار

(a. i.) : şöhret bulma, ün. kazanma.

istivâî

:

استوأى

(a. s.) : eşit, denk, düz; kaplama^ örtme, ortada ve tam bir derecede bulunma ile *ilgili. '-

isti'yâs

:

استئياس

(a. i. ye's. den) : ye'se düşme, ümîtsizlenma.

isti'zâr

:

استعذار

(a. i. özr'den) : özürleme, af dileme, bağışlanmasını isteme.

îş ü nûş

:

عيش و نوش

(a. f. b. i.) : zevk ve sefa, cünbüş, (bkz. : ayş ü nûş).

iş'ârî rey

:

اشعارى رأى

(a. b. i.) : açık "oylama.

işret siz

:

عشرتساز

(a. f. b. s.) : işret eden, içki içen.

işret-gâh

:

عشرتگاه

(a. f. b. i.) : işret, içki içilecek yer. ( bkz. : işret-kede, mey-kede).

işret-kede

:

عشرتكده

(a. f. b. i.) : içki içilecek yer. (bkz. : işret-gâh, mey-kede).

iştikak

:

 

2) ed. aynı kökten gelen fakat ayrı anlamları olan kelimelerle yapılan cinas, [teslîm, selâmet, selâm gibi].

iştirât

:

عشتراط

(a. i. şart'dan) : şart koş

işve-nümâ

:

عيشوه نما

(a. f. b. s.) : işveli, nazlı, edalı.

it'âmiyye

:

اطعاميه

(a. i.) : (bkz. : it'âmiyye).

it'âmiyye

:

اطعاميه

(a. i.) : evvelce bazı tekke, dergâh ve benzeri yerlerde fakirlere yemek yedirmek üzere ayrılan ödenek.

i'tâş

:

اعطاش

(a. i. atş'dan) : susuz bırakma, susuz kalma.

ithâfiyye

:

اتحافيه

(a. i.) : bir eseri, birine ithaf ederken yazılan yazı.

ithâm-kâr

:

اتهامكار

(a. f. s.) : birini suçlandıran, birine kabahat yükleyen.

i'tidâl-i mizâc

:

 

fels. *ılım, ölçülülük, fr. tempérance.

i'tikadât-ı bâtıla

:

 

2) peşin yargı, fr. préjugé, i'tikâl-i bahrî* : coğr. dalga aşındırması.-*»

i'timak

:

اعتماق

(a. i. umk'dan) : derine gitme, derinliğine varma. ^

i'tirâfât

:

اعترافات

(a. i. i'tirâf'ın c.) : i'ti-râflar. (bkz. : i'tirâf).

i'tirâzât

:

اعتراضات

(a. i. i'tirâz'ın c.) : itirazlar, (bkz. : i'tirâz).

i'tisâfât

:

اعتسافات

(o. i. i'tisâf'ın c.) : doğru yoldan çıkmalar, sapmalar, yolsuzluk etmeler.

i'tiyâdât

:

اعتيادات

(a. i. i'tiyâd'ın c.) : âdet edinmeler, alışmalar; alışkanlıklar.

i'tizârât

:

اعتذارات

(a. i. i'tizâr'ın c.) : özür dilemeler, af dilemeler.

itret

:

عترت

(a. i.) : (bkz. : ıtret).

ittisâiyyet

:

اتساعيت

(a. i.) : fels. *kaplam-lılık, fr. extensivité.

ittisal

:

 

4) fels. bitişiklik, fr. contiguïté; ,5> bot. kavuşma, fr. conjugaison.

izafî sıfr

:

 

mat. *özgül sıfır. \

îzâh-nâme

:

ايضاحنامه

(a. f. b. i.) : 1) açıklama yazısı, (bkz. : ta'rîf-nâme). 2) prospektüs.

izam

:

 

(a. i.) : büyüklük, büyük boy, irilik, (bkz. : uzm). , 

i'zâzât

:

اعزازات

(a. i. i'zâz'ın c.) : ikram etmeler, ağırlamalar.

izzet ü ikbâl

:

 

(ile) : şeref ve talih; şerefle; eskiden bir kimseyi uğurlarken söylenen söz.

izzet-mend

:

عزتمند

(a. f. b. s.) : değer, kıymet, yücelik, ululuk sahibi, (bkz. : muazzez, saygı gören, İzaz ve ikrama ulaşan mükerrem).

izzet-yâb

:

عزتياب

(a. f. b. s.) : şeref , İzaz ve ikrama ulaşan.

izz ü alâ

:

عز و على

(a. b. i.) : yücelik ve ululuk