fa'al

:

 

1) kim. , fels. *etkin, fr. actif, fa'âliyyet : 2) fels. , kim. *etkin.ik, fr activité.

fa'al mekteb

:

 

ped. * etkinci * okul, fr. ecole active.

fâcia-engîz

:

فاجعه انگيز

(a. f. b. s.) : çok acıklı, (bkz. : fecî').

fadîh, fadîha

:

فضيح ، فضيحه

(a. s.) : (bkz. : fazîh, fazîha).

Fağfur

:

 

3) Selâmi İzzet (Sedes) tarafından Istanubul'da yayımlanmış edebî, felsefî, içtimaî bir dergi.

fahm-i billûrî

:

 

elmas.

fahm-i fa'al

:

 

kim. actif kömür.

fahm-i hasebi

:

 

coğr. kim. odun kömürü.

fahm-i sânî-i alüminyum

:

 

kim. alüminyumkarbür.

fahm-i sânî-i kalsiyum

:

 

kim. kalsiyum kar-bür, karpit.

fahm-i tabîî

:

 

kim. *doğal kömür.

fahriyyât

:

فخريات

(a. i. fahriyye'nin c.) : ed. eski şairlerin, kendi faziletlerini ve şairliklerini övmek yolunda yazdıkları şiirler.

fahriyyet

:

فخريت

(a. i.) : fahrîlik. (bkz. : fahrî1).

fâiiha-i fikre t

:

 

sözün başlangıcı, (bkz. : fâtiha-i kelâm).

faîr

:

 

(a. i. c. futur) : 1) çatlak, yarık.. 2) bot. mantar.

Fakr-nâme

:

فقر نامه

(a. f. b. i.) : Aşık Paşa'nın tasavvufa dair bir mesnevisi.

fâl-gîr

:

فالگير

(f. b. i.) : falcı.

fâl-gû

:

فالگو

(f. b. s.) : fal söyleyen, fala bakan.

fanus ¡ hayâl

:

 

hayalî fener, içinde müm yanan üstü tabîat resimleriyle işlenmiş döner fener.

farîzâ-i zimmet

:

 

boyun borcu, 

fark-ı sühunet

:

 

coğr. sıcaklık farkı, fr. amplitude.

Fars cümle-i kevkebiyyesi

:

 

astr. Pers * takımyıldızı, fr. constellation de Persea.

fart-ı enâniyyet

:

 

psik. *beniikçi'ik, fr. égotisme.

fart-ı eünûn

:

 

aşırı delilik, aşırı heyetan. 

fart-ı hassâsiyyet

:

 

duyguda aşırılık, aşırı duygu, fr. hyperesthésie.

fart-ı hıfz

:

 

psik. aşırı *bellem, fr. hyperm-nésie.

fart-ı tağdiye

:

 

biy. aşırı besi, fr. suralimentation. ~

fasîle-i ceresiyye

:

 

bot. * çançiçeğigiller.

fasîle-i sabbâriyye

:

 

bot. etli * bitkiler, fr. cactées.

fasit dâire

:

 

kısır * döngü.

fasl-ı karîb

:

 

mant. * ayırım, fark, fr. différence.

fasl-ı mudhik

:

 

Arap ülkelerinde iptidaî bir komik *türü.

fâtihatü-l-kitâb

:

 

mukaddime, dîbâce.

fazîlet-kâr

:

فضيلتكار

(a. f. b. s.) : faziletli, erdemli.

Fazîlet-nâme

:

فضيلتنامه

(a. f. b. i.) : "erdem kitabı" : Hafızoğlu Mehmet Yemînî'nin 1519' da Hz. Muhammed'in ve Hz. Ali'nin vasıflarını ve Hz. Ali'nin kerametlerini bazı hikâyelerle kaynaştırarak kaleme aldığı bir mesnevisidir.

fazl-ı müşterek

:

 

mat. ortak fark.

fekçe

:

فكجه

(a. i.) : zool. , bot. * çenek.

felek-âvâze

:

فلك آوازه

(f. b. s.) : "felek şöhretli" : derecesi, mertebesi yüksek olan. 

felek-i esfel

:

 

birinci gök.

Felek-nâme

:

فلك نامه

(a. f. b. i.) : Şeyh Ahmet Gülşehrî'nin tasavvufa dair Farsça mesnevisi.

fend-bâz

:

فند باز

(f. b. s.) : hilekâr,sahtekâr.

fenn-i menâfi-ül-a'zâ

:

 

biy. fizyoloji.

fenn-i mesâha-î arazî

:

 

jeod. yer ölçme bilgisi, fr. géodésie.

fenn-i terbiye-i etfâl

:

 

ped. * eğitbilim, pedagoji- ,

fercâd

:

فرجاد

(f. s.) : âlim ve fazıl [kimse].

ferc-ül-bahr

:

 

zool. denizanası.

Ferda

:

 

5) 1919'da AlMImî, tarafından İstanbul' da haftada iki defa olmak üzere yayımlanmış siyasî, ilmî, edebî bir gazete.

ferdâniyye

:

فردانيه

(a. i.) : fels. * bireycilik, fr. individualisme.

ferdiyy-ül-esâbi

:

 

zool. * tekparmaklılar, fr. périssodactyies.

Feres-i asgar

:

 

astr. Tay.

feresiyye

:

فرسيه

(a. i.) : i.) : zool. * atgiller. (bkz. : hayliyye).

Ferheng-nâme-i Sa'dî

:

 

Hoca Mesud'un, Sadî'nin Bostan adlı eserinden seçme 1700 beytin tercümesi.

ferhunde-sâl

:

فرخنده سال

(f. b. s.) : uğurlu, kutlu yıl.

ferîd-üd-dehr

:

فريدالدهر

(a. b. s.) : zamanında tek ö|an, eşi bulunmayan.

fesâne-perdâz

:

فسانه پرداز

(f. b. s.) : masal ve hikâye düzen, asılsız şeyler söyleyen.

fe-sübhân-AIlah

:

فسبحانالله

(a. c) : (bkz. : sübhân-Allah).

Fevâid

:

 

2) 1888'de Murat Emir tarafınaan İstanbul'da on beş günlük olarak yayımlanmış edebî, fennî bir dergi.

fevk-i işba'

:

 

fiz. aşırı doyma.

fevk-i zeveban

:

 

fiz. *aşırıerime.

feza

:

 

4) *uzay.

fezâî

:

فضائ

(a. s.) : 2) *uzaysal.

fıkarât-ı acziyye

:

 

anat. sağrı *omurları.

fıkariyye-i âliyye

:

 

zool. yüksek. * omurgalılar, [aslı : "fekariyye" dir]'.

fıkariyye-i süfliyye

:

 

zool. aşağı * omurgalılar, [aslı : "fekariyye" dir].

fıkdân-ı hassâsiyyet

:

 

psik. * duyumsamazlık, fr. apathie.

fıkdân-ı ma'rifet-i hissiyye

:

 

psik. *tanısızlık, agnosi. v

fıkdân-ı nakd

:

 

para darlığı.

fıkdân-ı temyîz

:

 

fels. zihin darlığı.

fi l-hayr

:

فى الخير

(a. b. e.) : hayırlı iş.

Fihi mâfih

:

 

(o şey ki onun içinde) : Hz. Mev-lânâ'nın tasavvufa dair ünlü eseri.

fikriyyen

:

فيكرياً

(a. zf.) : fikir, düşünce * bakımından.

filizzât-ı ma'deniyye

:

 

coğr. maden cevheri, 

filizz-i ma'denî

:

 

kim. maden filizi.

Firâkıyye

:

فراقيه

(a. i.) : sevgilisinden ayrılan bir kimsenin duyduğu ıztırabı belirtmek üzere yazdığı veya söylediği manzume.

Firdevs i a'lâ

:

 

Cennet'teki altıncı bahçe.

firfahiyye

:

فرفخيه

(a. i.) : bot. * semizotu-giller, fr. poriuiacées.

Firuze

:

 

2) başyazarı Muazzez Yusuf olan ve haftalık olarak İstanbul'da yayımlanmış, kadınlara mahsus edebî bir dergi.

fîrûze-deryâ

:

 

(mavi deniz) : mec. gök.

fisâl

:

فصال

(a. i.) : 1) ayırma. 2) sütten kesme, (bkz. : fıtâm).

fitnat

:

فطنت

(a. i.) : (bkz. : fıtnat

fî-yevminâ

:

فى يومنا

(a. b. zf.) : günümüzde.

fî-zemânınâ

:

فى زماننا

(a. b. zf.) : zamanımızda.

fizikî

:

فيزيكى

(fr. a. s.) : fizik bakımından, * fiziksei, fr. physique.

fuâd-ı- mi'de

:

 

anat. mide ağzı, midenin üst deliği,

fuhş-hâne

:

فحشخانه

(a. f. b. i.) : genelev.

fuseys

:

فصيص

(a. i.) : anat. Kulak memesi, fr. lobule.

futur

:

فطر

(a. i.) : bot. zehirli mantar,

futur-ı harakiyye

:

 

bot. * pasmantarıgiller. 

futur-ı kaid-ül-büzûr

:

 

bot. bazitli mantar, 

futur-ı muhâtiyye

:

 

bot. cıvıkmantar. 

fülûs-i tenâsüliyye

:

 

anat. * eşeyiik plağı, fr; plaque génitale.

fürce-yâb

:

فرجياب

(f. b. s.) : fırsat, imkân, vakit bulan.

Fürsî

:

فرسى

(a. h. i.) : Fars milfetinden olan, Farslı, eski iranlı.

Fürûzân

:

 

3) Muallim Nacî'n'n 188ó'da basılmış bir şiir kitabı.

füsürde-beyân

:

فسرده بيان

(f. a. b. s.) : mec. tatsız ve soğuk sözlü.

füwe

:

فوه

(a. i.) : kökboya, kızılkök, fr. garance.