zîn

: زين

(f. i.) : eyer [binek atlarına vuralan-] . (bkz. : raht). Zîr-i zîn : eyer vurma.

zina'

: زناع

(a. i.) : nikâhsız çiftleşme. Veled-i zina : nikâhsız birleşmeden doğan çocuk, piç.

zinâb

: ذناب

(a. i. zeneb'in c.) : kuyruklar, (bkz. : eznâb).

zinâbe

: ذنابه

(a. i.) : [her şeyin] ardı, arkası, (bkz. : zünâbe).

zinâd

: ذناد

(a. i. zend'in c.) : 1) çakmak demirleri; çakmaklar.

zinâd-ül-hacer

:  

çakmak taşı. 2) (zend'in c.) : bilekler.

zina- kâr

: زناكار

(a. f. b. s.) : zina eden, kanunsuz çiftleşmede bulunan.

zine-karı

: زناكاري

(a. f. b. i.) : zinaişleme, zamparalık.

Zincefr

: زنجفر

(a. i.) : zencefre, cıva ilekükürt karışığı bir çeşit kırmızı boya.

Zindan

: زندان

(f. i.) : 1) karanlık, yer altı hapishanesi, (bkz. : mahbes, sicn). 2) pek karanlık, sıkıntılı yer.

zindânî

: زنداني

(f. i.) : zindancı, zindan muhafızı. 2) zindana kapatılmış suçlu.

zindâniyâ»

: زندانيان

(f. i. zindânî'nin c.) : zindanlıklar, zindana kapatılan suçlular.

zinde

: زنده

(f. s. c. : zindegân) : 1) diri, yaşıyan, canlı. 2) dinç, sağlam, güçlü kuvvetli.

zinde-bad

: زنده باد

(f. fi.) : "yaşasın!".

zinde-dâr

: زنده دار

(f. b. s.) : gece uyu-mıyan, uyanık kalan, (bkz. : sâhir).

zinde-dil

: زنده دل

(f. b. s.) : yüreği canlı olan, uyanık.

zinde-gân

: زند گان

(f. s. zinde'nin c.) : zinde olanlar, diriler.

zindegânî

: زند گاني

(f. i.) : 1) dirilik, hayat. 2) yaşayış; geçim.

zindegî

: زندگي

(f. i.) : zindelik, dirilik, canlılık.

zinde-rûd

: زنده رود

(f. b. i.) : müz. Türk müziğinde vaktiyle kullanılmış en az beş altı asırlık bir mürekkep makam olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

Zindîk

: زنديق

(a. s. c. zenâdîk, zenâdıka) : zındık, münafık, âhirete inanmıyan.

Zınet

: زينت

zîb, zîver). (a. i.) : süs, bezek, (bkz

zinhar, zinhar

: زينهار ، زينهار

(f. e.) : sakın!asla, olmıya, aman!

zinhâr-hâr

: زنهار هوار

(f. b. s.) : 1) aman dileyen. 2) sözünde durmıyan adam.

Zi-n-nûrayn

: ذي النورين

(a. h. i.) : Hz. Osman. [Hz. Muhammed (Alehisselâm)'in iki kızı ile evlendiği için bu ad verilmiştir]

zîn-pûş

: زين پوش

(f. b. i.) : eyer örtüsü.