zîb ı—i |
: | ذيب |
(a. i.) : süs, bezek, (bkz. : zî-net, zîver). |
zi'b |
: | ذئب |
(a. i. c. : ziâb, zu'bân) : kurt canavar, (bkz. : gurk). Dâ'üz-zi'b (kurt hastalığı) : açlık, doymazlık. Hânik-üz-zi'b : bot. kurtboğan denilen nebat (*bitki). |
zi'b-i bahrî |
: |
zool. deniz kurdu denilen bir cins yırtıcı büyük balık. |
|
zi'b-i Yûsuf |
: |
kabahati olmadığı halde suçlandırılan kimse. |
|
zîbâ |
: | زيبا |
(f. s.) : 1) süslü. 2) yakışıklı, güzel. |
zîbak |
: | زيبق |
(a. i.) : cıva. |
zîbakî |
: | زيبقي |
(a. s.) : cıvaya âit, cıvaile ilgili, cıvadan ibaret, cıvalı. |
zibâr |
: | زبار |
(a. i. zebr'in c.) : 1) kitaplar, cüzler. 2) kitap yaprakları. 3) yazı yazmalar. |
zîbâ-rû |
: | زيبارو |
(f. b. s.) : güzel Yüzlü-(bkz. : dil-ber). |
zîb-âver |
: | زيب آور |
(f. b. s.) : süsleyici, bezeyici. |
zîbâyî |
: | زيبايي |
süslülük; yakışıklılık, güzellik. |
Zibbân |
: | ذبان |
(a. i. zübâb, zübâbe'nin c.) : sinekler. |
zîb-efzâ |
: | زيب افزا |
(f. b. s.) : süsü, güzelliği artıran, güzelleştiren. |
zîbende |
: | ذينده |
(f. b. s.) : zînetli, süslü, yakışıklı. |
zibha, zübha |
: | ذبحه ، زبحه |
(a. i.) : hek. kuşpalazı, difteri. |
zibha-i hakîkıyye |
: |
hek. kuşpalazı, difteri. |
|
zibha-i kâzibe |
: |
hek. ârâzı kuşpalazına benzediği halde ondan daha hafif ve daha az tehlikeli bir hastalık, kunnâk-ı sarsarî. |
|
zibl |
: | زبل |
(a. i.) : süprüntü; gübre. |
zibr |
: | زبر |
(a. i. c. : zübûr) : 1) mektup. 2) kitap. |