zekâ'

: زكاء

(a. i.) : saflık, duruluk; hal düzgünlüğü.

zekâ'

: ذكاء

(a. i.) : zeyreklik, çabuk anlama, zihin keskinliği.

zekâb

: زكاب

(f. i.) : yazı mürekkebi.

zekan

: ذقن

(a. i. c. : ezkan, zükun) : iki çene kemiğinin aşağıda birleştiği nokta; yüzün-alt ucu; çene. (bkz. : zenahdân). Çâh-ı zekan : çene çukuru, (bkz. : çâh-ı zenahdân).

zekanî

: ذقنى

(a. s.) : zekana mensup, zekan, çene ile ilgili.

zekât

: زكات ، زكوة

(a. i.) : İslâmın beş şartından biri olan, mal ve paranın, paklığını ve helâlliğini sağlamak üzere, kırkta birinin her yıl sadaka olarak dağıtılması.

zekâvet

: ذكاوت

(a. i.) : 1) zeyreklik, çabuk anlama, kavrama, (bkz. : zekâ).

zekâvet-i dessâsâne

:  

hîleler düzecek şekildeki zekâ. 2) kadın adı.

Zekâvet

: زكاوت

(a. i.) : l. zekâ, zekîlik. 2) kadın adı.

zeker

: ذكر

(a. i. c. : zikâr, zikâre, zük-rân, zükûr) : 1) erkek. 2) erkeklik organı.

zekevât

: زكوات

(a. i. zekât'ın c.) : zekâtlar.

zekî, zekiyye

: زكى ، زكيه

(a. s.) : 1) temiz, hâlis; hâli temiz olan kimse. 2) [birincisi] erkek, [ikincisi] kadın adı.

zeki i'i

: ذكى

(a. s. c. : ezkiyâ) : 1) zeyrek, zekâ sahibi, çabuk anlayışlı. 2) 1) erkek adı.

zekîr

: ذكير

(a. s.) : unutmıyan, hafızası kuvvetli.

zekiyye

: ذكيه

(a. s.) : 1) "zekî"nin müen-nesi. 2) i. kadın adı.