zed

: زد

(f. i.) : vurma, dövme. zed (i hord : savaş, (bkz. : ceng, harb, perhâş).

zed (-)

: زد

(f. s.) : "vuran, vurucu" mânâsına gelerek "birleşik kelimeler yapar. Gûş-zed : kulağa çalınan. Zebân-zed : dil persengi, yayılmış söz.

zede

: زده

(f. s. c. : zede-gân) : "vurulmuş, çarpıl/niş, tutulmuş, uğramış, yakalanmış" mânâlarına, gelerek "birleşikler yapar. Afet-zede : felâkete, musibete uğramış. Harîk-zede : yangına uğramış. Ser-zede : başa gelmiş, baş göstermiş. Sevdâ-zede : sevdaya tutulmuş. gibi.

zedegân

: زدگان

(f. b. s. zede'nin c.) : "vurulmuşlar, çarpılmışlar, tutulmuşlar, uğramışlar, yakalanmışlar" mânâlarına gelerek "birleşik kelimeler yapar. Harîk-zedegân : yangın felâketine uğramış olanlar. Sevdâ-zedegân : sevdaya tutulmuş olanlar... gibi.