ye's |
: | يأس |
(a. i. c. : yüûs) : ümitsizlik, elem, keder, (bkz. : kunût, nevmîdî). |
yesâg |
: | يساغ |
(f. i.) : 1) yasak. 2) kanun, nizam. |
yesâr |
: | يسار |
(a. i.) : 1) varlık, zenginlik. 2) sol, sol taraf. Dest-i yesar : sol el. Yemîn o yesar : sağ ve sol. |
yesâret |
: | يسارت |
(a. i.) : 1) kolaylık. 2) zenginlik. |
yesâri |
: | يساری |
(a. i.) : 1) geo. bir müstevî (*düzlem) içinde bulunmıyan şekil. 2) erkek adı. 3) sola, sol tarafa âit, sol ile ilgili. |
ye's-âver |
: | يأس آور |
(a. f. b. s.) : ümitsizlik veren. |
ye's-efzâ |
: | يأس افزا |
(a. f. b. s.) : ümitsizliği, elemi, kederi artıran. |
yeser |
: | يسر |
(a. i.) : 1) kolaylık, (bkz. : yüsr). 2) ip, yün gibi şeyleri bükme. 3) birinin saâ tarafından gelme. 4) okla kumar oynama |
yesîr |
: | يسير |
(a. s. yüsr'den) : 1) kolay. (bkz. : âsân). 2) az şey. 3) kumarbaz, (bkz. : vesûr). |
yesrib |
: | يثرب |
(a. h. i.) : Medîne-i Münev-vere'nin Müslümanlıktan evvelki adı. |
yesribî |
: | يثربی |
(a. h. i.) : 1) Medîne şehrine âit, bununla ilgili. 2) Medîneli. |
yesûr |
: | يسور |
(a. s.) : kumarbaz, (bkz. : yesîr3. |
yesb |
: | يشب |
(a. i.) : yağmur taşı da denilen bir yeşil taş. |
yeşb-i ahdar |
: |
yeşil yeşb. |
|
yeşb-i ahmer |
: |
kırmızı yeşb. |
|
yeşb-i asfer |
: |
sarı yeşb. |
|
yeşb-i hattı |
: |
çizgilerle nakışlı olan yeşb. |
|
yeşb-i Mısrî |
: |
esmer yeşb. |
|
yeşk |
: | يشك |
(f. i.) : köpek dişi denilen sivri diş. |
yeşm |
: | يشم |
(f. i.) : (bkz. : yeşb). |