yemâme |
: | يمامه |
(a. i.) : ehlî güvercin. |
Yemânî, Yemâniyye |
: | يمانی ، يمانيه |
(a. s.) : Yemen ülkesine âit, onunla ilgili. Akîk-i Yemânî : değerli bir taş. Hıtta-ı Yemânî : Yemen ülkesi. Şı'râ-yi Yemânî : güney kutbunda görünen bir küme yıldız. |
Yemen |
: | يمن |
(a. h. i.) : Arap Yarımadasının batı güney tarafını teşkil eden bölge. |
yemeni |
: | يمنی |
(a. s.) : 1) Yemen'e mensup, Yemen ile ilgili. 2) i. yemeni, Yemen işi baş örtüsü. |
yemîn |
: | يمين |
(a. s. c. : eymân) : 1) sağ, sağ taraf; sağ el. Kedd-i yemîn : el emeği; el emeği ile kazanılan. 2) and. (bkz. : kasem). |
yemîn-bi-llâh |
: |
Allah'ın kutsal adına olan yemin, (bkz. : kasem-bi-llâh). |
|
yemîn-fi-l-isbât |
: |
huk. bir şey yapmak için vuku' bulan yemin. |
|
yemîn-fi-n-nefy |
: |
huk. bir şeyi yapmamak için vâki olan* yemin. |
|
yemîn-i fâcire |
: |
huk. yalan yere edilen yemîn. |
|
yemîn-i |
: |
yapılan yemin gibi ki yalnız o defâki sokağa çıkmıya münhasır olur] |
|
yemîn-i gamız |
: |
("ga" uzun okunur) : yalan yere edilen yemin. |
|
yemîn-i gamûs |
: |
huk. yalan yere âmden edilen yemin. |
|
yemîn-i istihzar |
: |
fık. terekeden bir hak dâva ve ispat eden kimseye hâkim (yargıç) tarafından ettirilen yemin. |
|
yemîn-i lağv |
: |
huk. zanna mebnî, vâki olana muhalif yapılan yemin. |
|
yemîn-i muvakkat |
: |
huk. bir vakit ile mukayyet veya tevkit ifâde eden bir lâfza mukarin olan yemin. |
|
yemîn-i mürsel |
: |
huk. bir vakit ile mukayyet olmıyan yemin, [meselâ : "filân işi yaparım" diye yemin etmek oibi] |
|
yemîn ü yesâr |
: |
sağ ve sol. |
|
yemm |
: | يم |
(a. i. c. : yümûm) : deniz, (bkz. : foahr, derya, umman). |
yemm-i bî-kenâre |
: |
engin deniz. |