yeg

: يگك

(f. s.) : (bkz. : yek).

yegâh

: يگاه

(f. i.) : müz. Türk müziğininen eski makamlarından olan bir terkiptir. Yegâh-nevâ ile nevâ'da rast makamlarından mürekkeptir. İkinci dizi ile yegâh (re) perdesinde kalır ki, bu ses aynı zamanda makamın terkibindeki ilk dizinin de güçlüsüdür. Güçlüsü nevanın durağı olan dügâh (lâ) perdesidir ("neva, perdesi tiz durağı olduğu için güçlü, sayılamaz). Donanımına neva gibi "si" koma bemolü ile "fa" bakiyye diyezi konulur. Yegâh'da rast için ise "si" bekar ve "do" bakiyye diyezi nota içerisinde kullanılır ("fa" bakiyye diyezi bu dizide de müşterektir). Umumiyetle inici olarak seyreder.

yegâh-ı acemî

:  

müz. Türk müziğinde tahminen üç asırlık veya daha eski bir mürekkep makam olup buna "acemli yegâh" da denilir ("acemli rast, kürdi'li çargâh, kürdi'li hicâzkâr"da olduğu gibi). Kantemiroğlunun tahmin edilen bir berefşan peşrev ile H. Saadettin Arel'in durak'ı makama misaldir. Beyâtî'ye sultanî yegâh'ın pest beşlisinin ilâvesinden hâsıl olmuştur (bu beşli, yegâh (re) perdesindeki pûselik beşlisidir). Dizisi umumiyetle inicidir. Beyâtî kısma "si" koma bemolü konulur. Beşli'nin hiçbir arızası olmadığından nota içerisinde geçtiği yerlerde ilâve edecek işaret yoktur ("si" sesi beşlide yoktur; yalnız yeden sesi olarak bakiyye diye

yegân

: يگان

(f. s. yeg'in c.) : birler, tekler.

yegân yegân

:  

birer birer, ayrı ayrı.

yegâne

: يگانه

(f. s.) : 1) biricik, tek. 2) i. kadın adı.

yegâne-gi

: يگانگی

(f. i.) : teklik, biriciklik.

yegâne-go [y]

: يگانه گو [ی]

(f. b. s. c. : yegâne-gûyân) : Allah'ın birliğine inanan.

yegâne-qûyân

: يگانه گويان

(f. b. s. c.) : Allah'ın birliğine inananlar.

yegâne-gûyî

: يگانهگويی

(f. b. i.) : Allah'ın birliğine inanma.

yegân yegân

: يگان يگان

(f. zf.) : birer birer, ayrı ayrı.

yeg-den

: يگدن

(f. t. zf.) : birden, birdenbire, (bkz. : defaten, bağteten).