yân |
: | يان |
(f. i.) : hastanın sayıklaması. (bkz. : hezeyan). |
yâne |
: | يانه |
(f. i.) : havan, dibek. |
ya'nî |
: | يعنی |
(a. e.) : 1) demek, şu demek. 2) sözün kısası, doğrusu, senin anlıyacağın. |
yâni' |
: | يعنی |
(a. s.) : kıvama gelmiş, olmuş; pişkin, (bkz. : nâzıc). |