yâl

: يال

(f. i.) : 1) boyun, gerdan, (bkz. : unk).

yâl-ı kûpâl

:  

şan ve büyüklük.

yâl ü bâl

:  

boybos, boybos düzgünlüğü. 2) kuvvet, zor, güc.

yâle

: ياله

(f. i.) : sığır boynuzu.

yâ-leyte

: ياليت

(a. e.) : ne olurdu, keşke yâ-leytenî küntü türâben : keşke ben toprak ya-ratılsaydım.

yâlmend

: يلمند

(f. i.) : aile sahibi, aile reisi.

ya'lûl

: يعلول

(a. i. yeâlîl) : 1) suyu saf ve berrak akan göl. 2) su üzerinde peyda olan kabarcık. 3) beyaz bulut. 4) iki hörgüçlü deve.

yâlvâne

: يالوانه

(f. i.) : kırlangıç kuşu.