yah

: يخ

(f. i.) : buz. (bkz. : cemed).

yahâmîm

: يحاميم

(a. i. yahmûm'un c.) : kara dumanlar.

yah-âver

: يح آور

buzlu su, buzlu şerbet.

yah-beste

: يخ بسته

(f. b. s.) : buz bağlamış, buz tutmuş, (bkz. : müncemid).

yah-çe

: يخچه

(f. t. i.) : donmuş yağmur, yağan dolu.

yâ hey

: ياهی

(a. n.) : ey!, hey!, be hey!.

yahmûm

: يحمون

(a. i. c. : yahâmîm) : kara duman.

yahmûr

: يحمور

(a. i.) : yaban eşeği.

yahnî

: يخنی

(f. i.) : 1) zahire, azık. 2) pişmiş şey. 3) yahni, et yemeği.

yah-pâre

: يخپاره

(f. b. i.) : buz parçası.

yâhte

: ياخته

(f. i.) : 1) oda. 2) eş, benzer, (bkz. : misi, nazîr). 3) küçük küp.

yahtemil

: يحتمل

(a. zf.) : ihtimal, olabilir. yâl ü bil

yâ-hû

: ياهو

(a. n.) : 1) ey o zat! (Ey Allah!). 2) hey, bana bak, baksan a!, a canım; adam!, adamlar!, ey sen!, işitmiyormusun.

yâhûd

: ياخود

(f. e.) : 1) veya; isterseniz. 2) iyisi.

yahûd

: يهود

(a. h. i.) : (bkz. : Yehûd).

yahûdâ

: يهودا

(a. h. i.) : (bkz. : Yehûda).

yahûd-hâne

: يهودخانه

(a. f. b. i.) : Yahudilerin bir arada oturdukları bir çok evlerden ibaret yer.

yahudi

: يهودی

(a. i.) : (bkz. : Yehûdî, Musevî).