vezâif

: وظائف

(a. i. vazîfe'nin c.) : (bkz. : vazâif).

vezâil

: ودائل

(a. i. vezîle'nin c.) : (bkz. : vezîle).

vezân

: وزان

(f. s.) : esici, esen. ["olmak" yardımcı fiili ile kullanılır]

vezânet

: وزانت

(a. i.) : 1) ölçülü olma. 2) düşünüş ve görüş isabeti.

vezânet.i efkâr

:  

düşüncelerin isabeti.

vezânî

: وزانی

(fi.) : esinti zamanı.

vezâret

: وزارت

(a. i.) : vezirlik, paşalık.

vezâret-i uzma

:  

sadrazamlık, başvekillik.

vezb

: وزب

(a. i.) : su S3 a'ma.

vezega

: وزغه

(a. i.) : bir çeşit büyük keler.

vezîden

: وزيدن

(f. fi.) : 1) yel esmek, (bkz. : hübûb). 2) sıçramak, atılmak, seğirtmek.

vezîle

: وذيله

(a. i. : vezâil) : 1) parlak, cilâlı para. 2) parlak madenî ayna.

vezîme

: وذيمه

(a. i. c. : vezâim) : Beytullâh'a gönderilen hediye, armağan.

vezîr

: وزير

(a. c. : vüzerâ) : valilik, vekillik gibi yüksek rütbelerde bulunan "paşa" ün-vânını taşıyankimse.

vezîr-i a'zam

:  

(en büyük vezir) : sadrâzam, başvekil.

vezîr-i sâhî

:  

ikinci vezir.

vezir kellesi

:  

şeker, pirinç ve kavrulmuş soğanla bütün olarak pişirilen bal kabağı.

vezîrâne

: وزيرانه

(a. f. zf.) : vezirce, vezire yakışacak yolda.

vezme

: وزمه

(a. i.) : kış sonu.

vezn

: وزن

(a. i. c. : evzân) : 1) tartma, tartılma; tartı. 2) ağırlık.

vezn-i mahsûs

:  

fiz. *özgül ağırlık, fr. poids specifique. 3) ed. nazmın belli kalıplarından herbl-ri, nazım ahenginin ölçüsü. [bizde "hece" ve-"aruz" olmak üzere iki türlüdür]

vezne

: وزنه

(a. i.) : 1) tartı. 2) terazi. 3) para alınıp verilen yer. 4) ateşli silâhlarda banttık, bant yuvası.

vezne-dâr

: وزنه دار

(a. f. b. i.) : vezne memuru, sandık emîni.

vezni

: وزنی

(a. s.) : 1) vezne âit, vezinle ilgili. 2) i. file. tartılan şev.

vezniyyât

: وزنيات

(a. c.) : tartılan şeyler.

vezzân

: وزان

(a. s. vezn'den) : 1) vezne*-den, tartan. 2) i. kantarcı.