veh |
: | وه |
(a. n.) : vâh!, yazık, ay. (bkz : vâh). |
vehak |
: | وهق |
(a. i.) : kemend. |
vehb |
: | وهب |
(a. i.) : vergi; bağışlama; hediye, bağış, (bkz. : atiyye, ihsan). |
vehbî, vehbiyye |
: | وهبی ، وهبيه |
(a. i.) : 1) Allah vergisi. 2) erkek adı. 3) fels. fr. inne, innâisme. |
vehbiyyet |
: | وهبيت |
(a. i.) : fels. fr. innüte. |
vehc |
: | وهج |
(a. i.) : ateşin alevlenmesi. |
vehd, vehde |
: | وهد ، وهد |
(a. i. c. : vihâd) : uçurum, derin vâdî. |
veheeân |
: | وهجان |
(a. i.) : (bkz. : vehc). velcâlet-i uzmâ |
ve helümme cerrâ |
: | وهلم جرا |
(a. cü) : ötekileri de buna kıyas eyle, onlar gibi çek. |
vehf |
: | وهف |
(a. i.) : nebatın (*bitki) yapraklanması; çoğalma; uzama. |
vehhâb |
: | وهاب |
(a. s. vehb'den) : çok hibe eden, fazla bağışlıyan. [Allah'ın sıfatlarındandır] , (Abdülvehhâb'dan kısaltılmış erkek adı). |
vehhâbî |
: | وهابی |
(a. i. c. : vehhâbiyyûn) : Abdülvehhâb adında birinin bir buçuk asır kadar evvel Arabistan'da kurduğu mezheb ve bu mezhebten olan kimse. |
vehhâbivyet |
: | وهابيت |
(a. i.) : vehhâbîlik, Abdülvehhâb'ın kurduğu mezhebten olma. |
vehhâbivvûn |
: | وهابيون |
(a. i. vehhâbî'nin o.) : vehhâbîler. |
vehhâc |
: | وهاج |
(a. s. vehc'den) : 1) çok, parıltılı. 2) çok alevli. |
vehhâm |
: | وهام |
(a. s.) : çok vehimli, pek kuruntulu. |
vehîc |
: | وهيج |
(a. i.) : ateşin sıcaklığı. |
vehle |
: | وهله |
(a. i.) : 1) dakika, an, lâhza. |
vehle-i ûlâ |
: |
ilk başlangıç, birdenbire. 2) irkilme, ürkme. |
|
vehleten |
: | وهلة |
(a. zf.) : birdenbire, ansızın; ilkin. |
vehm |
: | وهم |
(a. i. c. : evham) : kuruntu, yersiz korku. |
vehm-i havass |
: |
psik. *yanılsaıma, fr. illusion. |
|
vehm-âlûd |
: | وهم آلود |
(a. f. b. s.) : vehim dolu, vehimle karışık. |
vehmî, vehmivve |
: | وهمی ، وهميه |
(a. s.) : gerçekte olmayan, fakat olduğu sanılan, kurulan, kuruntu ile ilgili olan. |
vehmiyyât |
: | وهميات |
(a. i. vehmiyye'nin c.) : gerçekte olmayıp var sanılan şeyler, kuruntular. |
vehm-nâk |
: | وهمناك |
(a. f. b. s.) : kuruntulu. |
vehn |
: | وهن |
(a. i.) : gevşeklik, kuvvetsizlik. |
vehn-i umûmî |
: |
hek. umûmî dermansızlık. |
|
vehs |
: | وهص |
(a. i.) : 1) ayak altında çiğneme. 2) kırma, (bkz. : kesr). |
vehûb |
: | وهوب |
(a. s.) : vergisi, verimi çok. |
vehy |
: | وهی |
(a. i.) : yıprama, gevşeme; yırtma. |