veda' |
: | ودع |
(a. i.) : beyaz boncuk. |
veda' |
: | وداع |
(a. i.) : ayrılma, ayrılış Allah'a ısmarladık, Allah'a emânet olun! El-vedâ : Allah'a ısmarladık, Allah'a emânet olun!, [kelimenin aslı : "vida', dır] |
vedâ-ı miilk-i vücud |
: |
varlık ülkesine veda etmek, ölmek. |
|
vedâd |
: | وداد |
(a. i.) : 1) (bkz. : vidâd). 2) erkek adı. |
vedâ-nâme |
: | وداعنامه |
(a. f. b. i.) : kendisinin veya selefinin vazifesinin sona erdiğini bildirmek için devlet başkanına elçi tarafından sunulan mektup, fr. lettres de rappel. |
vadiyi' |
: | ودايع |
(a. i. vedîa'nın c.) : vedîa-lar, emânetler, [aslı : "veda!"' dir] |
vedd |
: | ود |
(a. i.) : dostluk, (bkz. : vidd, vüdd). |
ve'd-duâ |
: | والدعا |
(a. cü.) : "dualarımız sizinle beraberdir" mânâsına gelen bu kelime evvelce mektupların altına yazılırdı. |
vedî |
: | ودی |
(a. i.) : 1) küçük aptes bozulduktan sonra çıkan su. 2) Arabistan'ın bâzı yerlerinde alınan vergi. |
vedî' |
: | وديع |
(a. i.) : başkasının malını sak-lamıya me'mur kimse. |
vedia |
: | وديعه |
(a. i. c. : vedâyi') : emânet. |
vedîat-ullah |
: |
(Allah'ın emâneti) : ruh, can. |
|
vedîd, vedîde |
: | وديد ، وديده |
(a. i. c. : eviddâ) : 1) dost. 2) [birincisi] erkek, [ikincisi] kadın adı. |
vedad |
: | ودود |
(a. i.) : çok muhabbetti, çok şefkatli. [Allah'ın sıfatlarındandır] |
vedûk |
: | ودوق |
(a. s.) : kösnük, kösnümüş, çiftleşme zamanı gelmiş [hayvan] ). |