vâlâ

: والا

(f. s.) : yüksek, yüce. (bkz. : âlî, bâlâ, bülend). Kamet-i vâlâ : boyu yüksek olan.

vâlâ-câh

: والاجاه

(f. b. s.) : mevkii, rütbesi yüksek olan.

vâlâ-kadd

: والاقد

(i. a. b. s.) : boyu yüksek, uzun boylu.

vâlâ-kadr

: والاقدر

(f. a. b. s.) : kadri, değeri yüce.

vâlâ-şın

: والاشان

(f. b. s.) : sânı yüce.

vâlâyî

: والايی

(f. i.) : yükseklik, yücelik, (bkz. : ulüvv).

vale

: واله

(f. i.) : 1) ılgımsalgım, serap. 2) bir çeşit ipek kumaş. 3) nâle.

vâlî

: والی

(a. i. velâyet'den. c. : vülât) : bir vilâyeti idare eden en büyük me'mur.

valid

: والد

(a. s. ve i. vilâdet'den) : baba.

valid-i kesîr-ül-mahâmid

:  

övülecek halleri çok olan baba.

valide

: والده

(a. s. ve i.) : doğuran; ana. (bkz. : ümm).

vâlideyn

: والدين

(a. i. c.) : ana ile baba.

vâlidiyyet

: والديت

(o. i.) : annelik ve babalık vasfı.

vâlih, vâlihe

: واله ، والهه

(a. s. veleh'den) : şaşakalmış, (bkz. : mütehayyir).

vâlihâne

: والهانه

(a. f. zf.) : şaşkınca.

vâliyân

: واليان

(a. f. b. i. vâlî'nin c.) : valiler.

vallahi

: والله

(a. e.) : "Allah için, Allah hakkı için" mânâsına gelen büyük yemin, (bkz. : billahi t'Allahi).