vâfî, vâfiye |
: | وافی ، وافيه |
(a. s. vefâ'dan) : 1) yeter, tam, elverir. 2) sözünde duran, sözünün eri. |
vâfî ve kâfi |
: |
bol bol yeter. |
|
vâfid |
: | وافد |
(a. i. c. : evfâd, vefd, vüffed, vüfûd) : elçi; temsilci. (bkz. : resul). |
vâfir, vâfire |
: | وافر ، وافره |
(a. s. vefret'den) : 1) çok, bol. Emvâl-i vâfire : bol, çok mal. (bkz. : bisyâr, firâvân, kesîr). 2) ed. aruzda müfâ-aletün müfâaletün vezni. |