ükâf

: اکاف

(a. i.) : (bkz. : ikâf).

ükel

: اکل

(a. i. ükle'nin c.) : lokmalar.

ükeyrâh

: اکيراه

(a. i.) : ayazma, [Hıristiyanlarca makbul olan] su kaynağı.

ükl

: اکل

(a. i.) : 1) meyva. 2) yiyecek, azık. 3) zekâ. (bkz. : ükül).

ükle

: الکه

(a. i. c. : ükel) : lokma.

ükre

: اکره

(a. i.) : 1) çukur, (bkz. : huf-re). 2) top, yuvarlak şey.

ükrûme

: اکرومه

(a. i.) : kerem, lütuf; bahşiş.

üksûm

: اکسوم

(a. i.) : çayırı, çimeni çok güzel olan bahçe.

üksûs

: اکثوث

(a. i.) : bot. sarmaşık.

ükşûş

: اکثوث

(a. i.) : bağ sarmaşığı, tohumsuz sarmaşık. [Araplar, hırsızı buna benzetirler]

ükül

: اکل

(a. i.) : 1) meyva. 2) rızık, azık; nasip. 3) zekâ. (bkz. : ükl). Zû-ükül : zekâ sahibi, zekî.

ükzûbe

: اکذوبه

(a. i.) : yalan, uydurma söz.