übâb |
: | اباب |
(a. i.) : şiddetli, taşkın sel suyu. |
übbehet |
: | ابهت |
(a. i.) : büyüklük, ululuk. (bkz. : azamet mehabet, übhet). |
übbehetlü |
: |
sadrazamlıktan ayrılmış olanların resmî ünvânı. |
|
übeyd |
: | عبيد |
(a. i. abd'den) : 1) kulcağız, kölecik. 2) erkek adı. Umm-i Ubeyd : kurak çöl. |
übeyd-lne |
: | عبيدانه |
(a. f. zf.) : değersiz kula yakışır surette. Ma'rûzât-ı übeyd-âne : değersiz kulunuzun bir ma'rûzâtı olarak. |
übhet |
: | ابهت |
(a. i.) : büyüklük, ululuk, [aslı : "übbehet"dir] . (bkz. : übbehet). |
übüvvet |
: | ابوت |
(a. i. eb'den) : babalık, atalık, (bkz. : pederî). |
übüvveten |
: | ابوة |
(a. zf.) : babalık cihetiy-le, atalık sıfatiyle. |