uhbûşe

: احبوشه

(a. i.) : türlü kabilelerden meydana gelen cemaat.

uhciyye

: احجيه

(a. i.) : bilmece, yanıltmaca, (bkz. : lugaz, uglûta, uhcüvve).

uhcüvve

: احجوه

(a. i.) : bilmece; yanıltmaca, (bkz ; lugaz, uğlûta, uhciyye).

uhde

: عهده

(a. i.) : 1) söz verme, bir işi üzerine alma. (bkz. : taahhüd, tekeffül, va'd). 2) vazife, birinin üzerinde bulunan iş. 3) yapma, becerme. 4) 'sorumluluk, (bkz. : mes'ûliyet). El-uh-detü ale-r-râvî : doğru olup olmaması mes'uliyeti, rivayet edene aittir.

uhdûd

: اخودود

(a. i.) : hendek, yarık, (bkz. : uhkuk).

uhdûse

: احدوثه

(a. i.) : şaşılacak derecede uydurma haber.

uhkuk

: اخقوق

("ku. " uzun okunur, a. i.) : hendek, yarık, (bkz. : uhdûd).

uhrâ

: اخری

(a. s.) : başka, diğer. ["âhar"ın müennesi] . Merreten ba'de uhrâ : birkaç defa, tekrar tekrar. Neş'e-i uhrâ : âhiret hayatı, öbür geliş. Zade fi-t-tunbûri nağmeten uhrâ (tanburda bir nağ-me daha arttı) : mec. yeni bir fikir daha katıldı.

uhre

: اخره

(a. i.) : 1) bir şeyin sonu. 2) gözucu, gözün kuyruğu. 3) eğerin arkasındaki sivri ucu.

uhrevî, uhreviyye

: اخروی ، اخرويه

(a. s.) : âhirete âit, âhiretle ilgili.

uhreviyyât

: اخرويات

(a. i. c.) : âhiretle ilgili işler; âhiret bahsi.

uhrûn

: اوهرون

(f. s.) : kısır, doğurmı-yan ["kadın veya hayvani, (bkz. : ukre).

uht

: اخت

(a. i. c. : ahavât) : kızkardeş.

uht li-eb

:  

fer. ölünün baba bir. kız kardeşi.

uht li-ümm

:  

fer. ana bir kızkardeş.

uhteyn

: اختين

(a. i. c.) : iki kızkardeş. Cem'-i uhteyn : biri öldükten sonra diğerini nikahlamak suretiyle iki kız kardeşle evlenme.

uhûd

: عهود

(a. i. ahd'ın c.) : ahidler; -yeminler; anlaşmalar [ağızdan veya yazılı-]

uhûd-i atîka

:  

eski anlaşmalar.

uhûd-i mer'iyye

:  

yürürlükteki anlaşmalar.

uhuvvet

: اخوت

(a. i.) : 1) kardeşlik. 2) mec. dostluk, bağlılık.

uhuvvet-i efkâr

:  

fikir kardeşliği.

uhuvvet-kâr

: اخوتکار

(a. f. b. s.) : kardeş gibi davranan.

uhuvvet-kârâne

: اخوتکارانه

(zf.) : kardeşçesine.