ubâb

: عباب

(a. s.) : 1) pek taşkın, coşkun, 2) pek taşkın sel suyu.

ûbâr

: اوبار

(f. i.) : inilti, ağlama.

ubûd

: ابود

(a. i. ebed'in c.) : ebedler, sonsuzluklar.

ubûdiyyet

: عبوديت

(a. i.) : 1) kulluk, kölelik. 2) aşırı bağlılık fbirine] . Arz-ı ubûdiyyet : bağlılığını bildirme.

ubûr

: عبور

(a. i.) : 1) bîr suyun öte yakasına geçme. 2) bir başka tarafa geçme, geçilme, atlama. Mürur 0 ubûr : gelip geçme. 3) aslr. "Şi'râ-yi yemânî" denilen çok parlak bir yıldız.

ubûs

: عبوس

(a. i.) : yüz ekşiliği, çatık çatıklığı, somurtkanlık.

ubûset

: عبوست

(a. i.) : yüz ekşiliği, çehre çatıklığı; somurtkanlık.