tegabbür |
: | تغبر |
(a. i. gubâr'dan) : tozlanma. |
tegabbür-i menâhir |
: |
hek. tifo ve benzeri gibi hastalıklarda hava ile karışık tozların burun deliklerine girerek birikmesi. |
|
tegabün |
: | تغابن |
("ga" uzun okunur, a. i. gabn'den) : birbirini aldatma- [alış verişte] . Yevm-i tegabün, Yevm-üt-tegabün : kıyamet günü. (bkz. : yevm-ül-kıyâme). |
tegadcüb |
: | تغضب |
(a. i. gadab'dan) : ga-zebe gelme, hiddetlenme, kızma, (bkz. : tegazzüb). |
tegadruf |
: | تغافل |
(a. i. gudrûf'dan) : gudruflanma, kıkırdaklanma. |
tegaffül |
: | تغفل |
(a. i. gaflet'den) : (bkz. : regafül). |
tegafül |
: | تغافل |
("ga"' uzun okunur a. i. gaflet'den. c. : tegafülât) : anlamamazlıktan gelme. |
tegafüiât |
: | تغافلات |
("ga" uzun okunur, a. i. tegafül'ün c.) : anlamamazlıktan gelmeler. |
tegallî |
: | تغلی |
(a. i. galive'den) : galiye denilen-misk ve anberden mürekkep güzel kokulu-siyah macunu sürünme. |
tegallüf |
: | تغلف |
(a. i. gılâf'dan) : kılıflarıma. |
tegallüf-i em'â |
: |
hek. bakırsak dolaşması. |
|
tegallüt |
: | تغلط |
(a. i. galat'dan. c. : tegallütât) : yanlışlığa düşme, yanılma. |
tegallütât |
: | تغلطات |
(a. i. tegallüt'ün c.) : yanılmalar. |
tegalüb |
: | تغالب |
("ga" uzun okunur, a. i.) : (bkz. : mugalebe). |
tegalvün |
: | تغلون |
(a. i.) : fiz. Galvano yapma, pillerden getirilen elektrik ceryâniyle bir cismin elektriklenmesi. |
tegamüz |
: | تغامز |
("ga" uzun okunur, a. gamze'den c. : tegamüzât) : [birbirine] göz ucu ile işaret etme, edişme. |
tegamüzât |
: | تغامزات |
("ga" uzun okunur, a. i. tegamüz'ün c.) : birbirine göz ucu ile işaret etmeler, edişmeler. |
tegannüc |
: | تغنج |
(a. i. ganc'dan c. : te-gannücât) : nazlanma. |
tegannücât |
: | تغنجات |
(a. i. tegannüc'ün c.) : nazlanmalar. |
tegarbül |
: | تغربل |
(a. i. gırbâl'den) : kalburdan geçirme. |
tegarrüb |
: | تغرب |
(a. i. gurbet'den) : gurbete çıkma, (bkz. : igtirâb). |
tegarrüd |
: | تغرد |
(a. i. c. : tegarrüdât) : kuşun, lâtif, hoş ve nağmeli bir şekilde ötmesi. |
tegarrüd-i hezâr |
: |
bülbülün ötmesi. |
|
tegarrüdât |
: | تغردات |
(a. i. tegarrüd'ün c.) : kuşların ötmeleri. |
tegarrür |
: | تغرر |
(a. i.) : gururlanma. (bkz. : igtirâr). |
tegarrüs |
: | تغرس |
(a. i. gars'dan) : FaSaçl dikilmiş olma hâli. (bkz. : teşeccür). |
tegassun |
: | تغصن |
(a. i. gusn'den) : dallanma, dal budak peyda etme. |
tegassül |
: | تغسل |
(a. i. gasl ve gusl'den) : yıkanma. |
tegaşşî |
: | تغشی |
(a. i. gışâe'den) : 1) bürünme, örtünme. 2) (gaşy'den) kendinden geçme, (bkz. : tagşiye |
tegavvut |
: | تغوط |
(a. i. gaita'dan) : Büyük aptes bozma. |
tegavvül |
: | تغول |
(a. i.) : renkten renge girme. |
tegavvür |
: | تغور |
(a. i. gavr'den) : 1) derin dalma, derine dalma 2) bir şeyin esâsını aramaa. |
tegayür |
: | تغاير |
("ga"uzun okunur. a. i. c. : tegayürât) : zıt olma, başka türlü olma, uymama, (bkz : mugayeret). |
tegayürât |
: | تغايرات |
("ga" uzun okunur. a. i. tegayür'ün c.) : zıt olmalar, başka türlülükler, uymamalar. |
tegayüz |
: | تغايظ |
("ga" uzun okunur, a. i. c. : tegayüzât) : karşılıklı kızışma, öfkelenme. |
tegayyüm |
: | تغيم |
(a. i. gaym'dan. c. : tegayyümât) : bulutlanma, (bkz. : tesehhüb). |
tegavyüm |
: | تغيم |
(a. i. c. ayz'den. c. : tegayyüzât) : hiddetlenme, kızma, (bkz. : tegazzüb). |
tegayyüzât |
: | تغيظات |
(a. i. tepazzül'ün c.) : hiddetlenmeler, kızmalar. |
tegazzüb |
: | تغضب |
(a. i. gazab'dan) : gazebe gelme, gazeplenme, öfkelenme, (bkz. : tegad-düb, tegayyüz). |
tegazzül |
: | تغزل |
(a. i. gazel'den. c. : tegazzülât) : 1) gazel söyleme. 2) ed. gazel tarzında şiir yazma. |
tegazzülât |
: | تغزلات |
(a. i. tegazzül'ün c.) : 1) gazel söylemeler. 2) gazel tarzında şiir yaz. malar. |
tegerg |
: | تگرگك |
(f. i.) : [yağan] dolu. Baran ü tegerg : yağmur ve dolu. |
tegil |
: | تگل |
(f. i.) : sakalı yeni çıkmıya başlıyan genç. (bkz. : şâbb-ı emred) |