teebbî

: تأبی

(a. i. eb'den) : birini baba edinme.

te'ebbüd

: تأبد

(a. i.) : 1) ürküp çekinme. 2) evlenmeme, bekâr kalma.

teebbüh

: تأبه

(a. i.) : 1) kibirlenme. 2) âlicenaplık, göztokluğu ile bir şeyden vazgeçme.

teebbün

: تأبن

(a. i.) : birinin yolundan gitme, izine uyma.

teeccüc

: تأجج

(a. i.) : tutuşma, alevlenme [ateş]

teeccül

: تأجل

(a. i.) : belli bir zamanakadar mehil, müddet isteme.

teeccüm

: تأجم

(a. i.) : öfkelenme.

teeddüb

: تأدب

(a. i. edeb'den. c. : teeddübât) : edeplenme, edebini takınma, edepli davranma, utanma; çekinme.

teeddübât

: تأدبات

(a. i. teeddüb'ün c.) : utanmalar, çekinmeler.

teeddüben

: تأدب

(a. zf.) : edep ve terbiye kaidesine riâyet ederek, edepli davranarak, utanarak, çekinerek.

teeffüf

: تأفف

(a. i.) : of çekme, oflama.

teehhî

: تأخی

(a. i.) : birisiyle kardeş olma, birini kardeş edinme.

teehhül

: تأهل

(a. i. ehl'den) : 1) ehlîleşme. 2) evlenme.

teehhür

: تأخر

(a. i. te'hîr'den. c. : tee hhürât) : 1) sonraya, geriye kalma. 2) gecikme Bilâ-teehhür : gecikmeden.

teehhürât

: تأخرات

(a. i. teehhür'ün c.) : sonraya kalmalar, gecikmeler.

teekküd

: تأكد

(a. i. ekd'den) : sağlamlaşma, kuvvet bulma.

teekkül

: تأكل

(a. i. 'ekl'den) : 1) hek. yaranın, yenik gibi açılıp büyümesi, oyulup açılması. 2) eklolunma, yenme.

teellüf

: تألف

(a. i. ülfet'den c. teellüfât) : alışma, hoş geçinme; bağdaşma.

teellüfât

: تدلفات

(a. i. teellüf'ün c.) : alışmalar, hoş geçinmeler; bağdaşmalar.

teellüm

: تألم

(a. i. elem'den. c. : teellümat) : elemlenme, kederlenme, tasalanma.

teellümât

: تألمات

(a. i. teellüm'ün c.) : kederlenmeler, eseflenmeler, tasalanmalar.

teemmî

: تأمی

(a. i. emet'den) : câriyeedinme.

teemmül

: تأمل

(a. i. emel'den. c. : teemmülât) : iyice, etraflıca düşünme. Bilâ-teemmül : düşünmeden, düşünmeksizin.

teemmülât

: تأملات

(a. i. teemmül'ün c.) : iyice, etraflıca düşünüp taşınmalar.

teemmülât-ı arnika

:  

derinden derine düşünüp taşınmalar.

teemmüm

: تأمم

(a. i. ümm'den) : ana edinme.

teemmür

: تمأمر

(a. i. emr'den) : amirlik taslama.

teenni

: تأنی

(a. i. c. : teenniyât) : yavaş gitme, yavaş hareket etme, yavaşlık; gecikme. 2) ilerisini düşünerek acelesiz, dikkatli davranma. Bilâ-teennî : dikkatsiz, ihtiyatsız olarak.

teenniyât

: تأنيات

(a. i. reennî'nin c.) : acelesiz ve düşünceli davranmalar.

teennüs

: تأنث

(a. i. üns'den) : 1) müennes olma. 2) kadın gibi hareket etme, kadınlaşma.

teerrüb

: تأرب

(a. i.) : kendini zekî göstermiye çalışma.

teessî

: تأسی

(a. i.) : 1) teselli verme, avutma. 2) sabretme.

teessüf

: تأسف

(a. i. esef'den. c. ; tees-süfât) : eseflenme, kederlenme, tasalanma; acıma.

teessüfât

: تأسفات

(a. i. teessüfün c.) : teessüfler.

teessüm

: تأثم

(a. i. ism'den.) : günahtan kaçınma.

teessür

: تأسر

(a. i.) : oyalandırma; işten alıkoyma.

teessür

: تأثر

(a. i. esr ve esâret'den c. : teessürât) : 1) kederli ve üzüntülü olarak hislenme, içlenme. 2) bir şeyin te'sîrini duyma. 3) acı, keder duyma. Mûcib-i teessür : teessüre sebebolart, Serî-üt-teessür : çabuk teessüre kapılan.

teessürât

: تأثرات

(a. i. teessür'ün c.) : teessürler, üzüntüler, üzülmeler, acılar, kederler.

teessür-bahş, teessür-bahsâ

: تأثر بخش ، تأثر بخشا

(a. f. b. s.) : hüzün ve keder veren, tasaya düşüren.

teessüs

: تأسس

(a. i. esâs'dan) : 1) temelleşme, yerleşme, kökleşme. 2) kurulma.

teevvî

: تأوی

(â. i. evy'den) : oturacakyer edinme, yurtlanma, yurt tutma, bir yerde yerleşme.

teevvüd

: تأود

(a. i.) : eğrilme, iki kat olma, bükülme.

teevvüh

: تأوه

(a. i. c. : teevvühât) : inleme, ah vah etme.

teevvühât

: تأوهات

(a. i. teevvüh'ün c.) : inlemeler, ah vah etmeler.

teevvül

: تأول

(a. i.) : başka mânâya gelme; mânâsı başka olma

teeyyüd

: تأيد

(a. i.) : kuvvetlenme, kuvvet bulma, sağlamlaşma ; doğru çıkma, gerçekleşme.

teezzî

: تأذی

(a. i. ezâ'dan) : rencide olma, incinme.

teezzür

: تأزر

(a. i.) : bürünme, örtünme, (bkz. : tesettür)