tas

: طاس

(f. i.) : tas. su kabı.

tasabbî

: تصب

(a. i. saby'den) : çocuklaşma, çocuk tavrı takınma.

tasabbu'

: تصبع

(a. i.) : parmak parmak ayrılma.

tasabbun

: تصبن

(a. i.) : 1) sabun gibi köpürme. 2) kim. sabunlaşma.

tasabbur

: تصبر

(a. i. sabr'dan) : sabırlarıma.

tasaddî

: تصدی

(a. i. c. : tasaddiyât) : birişe girişme, başlama. (bkz. : mübaşeret, ibtidar, teşebbüs).

tasaddu'

: تصدع

(a. i.) : 1) dağılma. 2) yarılıp çatlama.

tasadduk

: تصدق

(a. i. sadk'dan. c. : ta-sacfdukatt) : sadaka olarak verme, verilme.

tasaddukat

: تصدقات

("ka" uzun okunur, a. i. tasadduk'un c.) : sadakalar, (bkz. : sadakat).

tasaclclur

: تصدر

(a. i. sadr'dan) : baş sedre geçme, en başta oturma.

tasaffî

: تصفی

(a. i. sâf'dan) : saflaşma, durulma.

tasaffuh

: تصفح

(a. i.) : 1) levha levha alma; levha hâline konulma. 2) yaprak yaprak olma.

tasallut

: تسلط

(a. i. salâtet'den c. : tasal-lûtât) : musallat olma, sataşma, başına ekşime.

tasallutât

: تسلطات

(a. i. tasallut'un c.) : usallat olmalar, sataşmalar.

tasailuten

: تسلطا

(a. rf.) : tasallut ederek, musallat olarak, sataşarak.

tasallut

: تصلب

(a. i. sulb'den c. : tasallü-bât) : 1) katılaşma, sertleşme. 2) sağlamlaşma.

tasallüb-i cilt

:  

anat. cildin katılaşması.

tasallüb-i dimağ

:  

anat. beynin katılaşması.

tasallüb-i şerâyin

:  

anat. damarların sertleşmesi. 3) din hususunda fazla gayret ve taassüb gösterme.

tasallübât

: تصلبات

(a. i. tasallüb'ün c.) : 1) katılaşmalar, sertleşmeler. 2) din hususunda çok toacsub ve gayret göstermeler.

tasaüüf

: تصلف

(a. i. c. : tasallüfât) : 1) övünme, kendi gücünün dış'nda olan fazîlet ve zarafet iddiasında bulunma. 2) ed. şâirin, fahriye(kendin : övme) yolunda yszdığı şiir.

tasallüfât

: تصلفات

(a. i. tasallüf'ün c.) : gösteriş olarak yapılan nezâketler.

tasannu'

: تصنع

(s. i. sun'dan. c. : tasannuât) : 1) yapmacık. 2) bir şeyi olduğundan dahasüslü, daha değerli gösterme.

tasanrtuât

: تصنعات

(a. i. tasannu'un c.) : tasannu'lar, yapmacıklar.

taiârîf

: تصاريف

(a. i. tasrif1 in c.) : Allah'ın istediği yolda idare ve irâdeleri.

tasarruf

: تصرف

(a. i. sarf'dan. c. : tasar-rufât) : 1) sâhibolma 2) idare ile kullanma. tum, ekonomi (bkz. : iktisâd). Bi-t-tasarruf : tasarrufla. 3) artırma, artırılma [para, mel-] . 4) bir "zevce" muamelesinde bulunma.

tasarruf-ı fi'lî

:  

huk. [eskiden] fiil ile olan tasarruf : bir malı istihlâk etmek gibi.

tasarruf-ı kavli

:  

huk. [eskiden] beyi', îcâr, kefalet, havale, ikrar, hibe, nikâh, talâk gibi söz ile yapılan tasarruflar.

tasarruf-ı müllâk

:  

huk. [eskiden] bir milkte yalnız mal sahibinin yapması caiz ve sahih olan tasarruf.

tasarruf-ı şer'î

:  

huk. [eskiden] satmak, bağışlamak, vekâlet, kefalet, havale teslimi gibi muameleler.

tasarrufan

: تصرفا

(a. zf.) : idare, tutum, iktisat maksadiyle.

tasarrufât

: تصرفات

(a. i. tasarrufun c.) : tasarruflar.

tasarrufât-ı fi'l'yye

:  

bir san'atın icrası tam bir salâhiyete mâlik olma.

tasarrufât-ı lisâniyye

:  

(dil tasarrufları) : dilde, herkesin kabul edebileceği yenilikleri kullanma.

tasarruf!

: تصرفی

(a. s.) : tasarrufa mensup, tasarrufla ilgili.

tasarrum

: تصرم

(a. i.) : yiğitlenme, cesaretlenme.

tasa'ub

: تصعب

(a. i. suûbet'den. c. : tasa'ubât) : güçleşme.

tasa'ubât

: تصعبات

(a. i. tasa'ub'un c.) : güçleşmeler.

tasa'ud

: تصعد

(a. i. suûd'dan) : 1) yukarı çıkma, ağma. 2) yükselme, kalkma [buhar ve gaz]

tasa'uc!

: تصعدات

(a. i. tesa'ud'un c.) : asa'udlar, buharlaşmalar. tasa'udâ-ı merzagiyye : bataklık yerlerden yükselen fena kokular.

tasâvîr

: تصاوير

(a. i. tasvîr'in c.) : tasvirler, resimler

tasâvîr-i esatir

:  

mitolojiye âit resimler.

tasavvuf

: تصوف

(a. i. sûf'. clan c. : tasavvufât) : softlaşma, gönlünü Allah sevgisine bağlama. İlm-i tasavvur : tasavvuf ilmi, tasavvuf bilgisi.

tasavvufa*

: تصوفات

(a. i. tasavvufun c.) : tasavvuflar.

tasavvufî

: تصوفی

(a. s.) : tasavvufa âit, tasavvufla ilgili.

tasavvur

: تصور

(a. suret'den. c. : tasavvurât) : 1) zihinde çskillendirme, kurma. 2) göz önüne gstirme [zihinde] . 3) istek, arzu.

tasavvuıât

: تصورات

(a. i. tasavvur'un c.) : 1) tasavvurlar. 2) mart. kaziye (* önerme) leri. ı zihinde meydana gelişini ve bunların nazariyesini mevzu yapan bahis.

tasavvurî, tasavvuriyye

: تصوری ، تصوريه

(a. s.) : tasavvura âit, tasavvurla ilgili, (bkz. : hayalî).

tasavvuf

: تصوت

(a. i.) : leng. * sesleme, fonasyon, fr. phonation.

tasayyud

: تصيد

(e. i.) : avlanma, ava çıkma, (bkz. : istiyâd).

tasayyuf

: تصيف

(a. i. sayf'dan) : yazlama, bir yerde yazı geçirme.

tasdi'

: تصديع

(a. i. sudâ'dan c. : tasdîât) : baş ağrıtma, baş ağrıtılma. 2) tâ'cîzetme, cansıkma, rahatsız etme.

tasdîât

: تصديعات

(a. i. tasdî'in c.) : baş ağrıtmalar, can sıkmalar, (bkz. : ta'cîzât).

tasdik

: تصديق

(a. i. sıdk'dan. c. : tasdîkat) : 1) doğrulama, gerçeklendirme, gerçek olduğunu söyleme. 2) "onaylama. Bi-t-tasdik : tasdik ile, tasdîk ederek. Edât-ı tasdik : "evet, öyle, doğru. . " gibi tasdîka delâlet eden edat

tasdikan

: تصديقا

(a. zf.) : tasdîk suretiyle, tasdîk için.

tasdîkat

: تصديقات

("ka" uzun okunur, a. i. tasdîk'in c.) : doğrulamalar, gerçeklendirmeler, * onaylamalar.

tasdîr

: تصدير

(e. i. sadr'dan. c. : tasdîrât) : 1) başa koyma, başa geçirme. 2) kitabın başına önsöz koyma, konulma 3) yazma, satır dizme, (bkz. : tastîr). 4) çıkarma, çıkartma.

tasdiye

: تصديه

(a. i.) : el çırpma, alkış.

tâse

: طاسه

(f. i.) : tasa, kaygı.

tsfif

: تصف

(a. i. saff'dan. c. : tasfîfât) : saf saf dizme, dizilme, sıralama.

tasfîfât

: تصفيفات

(a. i. tasfîf'in c.) : saf safci'zmeler, sıralamalar.

tasfîh

: تصفيح

(a. i. safh'dan c. : tasfîhât) : 1) el çırpma, alkışlama. 2) vassıltma, yufka hâline koyma, ycprak yaprak yapma.

tasfîhât

: تصفيحات

(a. i. tasfîh'in c.) : 1) elçırpmalar, alkışlamalar. 2) yaprak hâline getirmeler.

tasfîk

: تصفيق

(a. i. c. : tasfîket) : kanad çırpma.

tasfîk-i esnan

:  

soğuktan dişlerin birbirine çarpması.

tasfîkai

: تصفيقات

("ka" uzun okunur, a. i. tasfîk'in c.) : kanad çırpmalar.

tasfîr

: تصفير

(a. i. safîr'den. c. : tasfîrât) : ıslık çalma, ıslıkla seslenme. 2) sarartma, sarıya boyama.

tasfîrât

: تصفيرات

(a. i. tasfîr'in c.) : 1) ıslık çalmalar. 2) sarıya boyamalar.

tasfiye

: تصفيه

(a. i. safv'dan) : saf kılma, kılınma, saflaştırma; temizleme.

tasfiye-i duyûn

:  

borçların faizlerini ödeyip hesabını kapama.

tasfiye-i kalb

:  

yüreğini temizleme.

tasgir

: تصغير

(a. i. c. : tasgirât) : 1) küçültme, küçültülme, ufaltma, ufaltılma. 2) gr. isim veya sıfatı, küçük mânâsiyle kullanma. Edât-ı tasgir : küçültme edatı, 1) Türkçede : "cak, cek, cağız, ceğiz" : "küçücek, kuscağız. . " gibi; 2) Farsça'da : "çe, kef (harf) " : merdümek, dîvân-çe. . " gibi; 3) Arapça'da : fiilin ikinci harfi ile üçüncü harfi -ırasına sakin bir y : abd'den (= ubeyd) ; tıfl'dan (= tufeyl). . gibi edatlar getirilerek yapılır]

tasgirât

: تصغيرات

(a. i. tasgir'in c.) : küçültmeler.

tashîf

: تصحيف

(a. i. sahf'dan. c. : tashîfât) : azı yazarken kelimeyi yanlış yazma, yanılıp yanlış kelime yazma

tashîfât

: تصحيفات

(a. i. tashîf'in c.) : yanılıp yanlış kelime yazmalar.

tashih

: تصحيح

(a. i. sıhhat'den. c. : tashîhât) : 1) sağlığını iade etme, iyiletme. (bkz. : ifâkat).

tashih ba dsrçâii

:  

tar. Yeniçeri ocağı kütüğüne isim yazılması keyfiyeti.

tashihi mizâc

:  

sağaltma, hastalığı tedavi etme. 2) yanlışı doğrultma, düzeltme; yanlış düzeltilme.

tashîh-i karâr

:  

huk. temyiz mahkemesinden verilmiş olan bir karâra îtirâz ile o kararın tashihini -mezkûr mahkemeden- taleb ve istida etme.

tashîhât

: تصحيحات

(a. i. tashîh'in c.) : tashihler, düzeltmeler.

tashîn

: تصحين

(a. i. sahn'dan) : sahneye koma, sahnede oynanacak şekle koma.

tâsi'

: تاسع

(a. s. tis'a'dan) : dokuzuncu. (bkz. : nühüm). Cild-i tâsi' : dokuzuncu cild.

tâsian

: تاسعا

(a. zf.) : dokuzuncu olarak, dokuzuncu derecede, dokuzuncusu.

tas'îb

: تصعيب

(a. i. suûbet'den. c. : tas'ibât) : güçleştirme, güçleştirilme, zorlaştırma, zorlaştırılma.

tas'îbât

: تصعيبات

(a. i. tas'îb'in c.) : güçleştirmeler, zorlaştırmalar, ["teshîlât" in zıddı]

tas'id

: تصعيد

(a. i. suûd'dan) : 1) yukarıçıkarma, çıkarılma. 2) kim. bir cismin ısıtılarak buharlaştırılması, fr. sublimation.

ta'sîl

: تعسيل

(a. i. asel'den) : bal katma, ballama, ballandırma.

ta'sîl-î kelâm

:  

sözü ballandırma, tatlılaştırma.

tas'îr

: تصعير

(a. i.) : kibirlilik yüzündenkonuşurken, yüzünü başka tarafa çevirip karşısındakinin yüzüne bakmama.

ta'sir

: تعسير

(a. i. usr'dan c. : ta'sîrât) : güçleştirme, güçleştirilme. (bkz. : tas'îb).

ta'sîr

: تعصير

(a. i. asr'dan c. : ta'sîrât) : suyunu sıkma.

ta'sîrât

: تعسيرات

(a. i. ta'sîr'in c.) : güçleştirmeler, güçleştirilmeler. (bkz. : tas'îbât).

ta'sîrât

: تعصيرات

(a. i. ta'sîr'in c.) : suyunu sıkmalar, sıkıp suyunu çıkarmalar.

taskil

: تصقيل

(a. i. saykal'dan c. : taski.lât) : cila vurma, cilalama.

taskil-i seyf

:  

kılıcın cilâlanması.

taskilât

: تصقيلات

(a. i. taskil'in c.) : cilalamalar, cila vurmalar.

taslib

: تصليب

(a. i. salb'den. c. : taslîbât) : 1) haça, çarmıha gererek îdâm etme. 2) haç çıkarma 3) (sulb'den) katılaştırma, kamaştırılma.

taslibât

: تصليبات

(a. i. taslîb'in c.) : 1) haça, çarmıha gererek îdâm etmeler. 2) haç çıkarmalar. 3) (sulb'den) katılaştırmalar, katılaştırılmalar.

taslît

: تسليط

(a. i. salâtet'den c. : taslîtât) : musallat etme, sataştırma, sataştırılma, [birini bir başkasına-]

tasliye

: تصليه

(a. i. salevât'dan) : "aleyh-is-salavât" veyo "sallAllahü teâlâ aleyhi ve sellem. . " duasını okuma.

tasliye-hân

: تصليه خوان

(a. f. b. s.) : tasliye okuyan, salevât-ı şerîfe getirici.

tâsme

: تاسمه

(f. i.) : tasma, kayış halka.

tasmîm

: تصميم

(a. i. c. : tasmîmât) : tasımlama, tasarlama, kat'î (*kesin) olarak niyetlenme.

tasmîmât

: تصميمات

(a. i. tasmîm'in c.) : asımlanan, tasarlanan, yapılması kararlaştırılan işler, şeyler.

tasmit

: تسميط

(a. i.) : ed. gazel veya kasîdeyi musammat denilen tarzda tanzîm etme; yârtî, kafiyeli beyitleri dört kısım olarak tanzîm etme : [Erdi yine Urdi-Behişt; oldu hava anber-sirişt* Alem Behişt-ender-Behişt; her kuşe bir Bâğ-ı İrem — Nef'î]

tasmît

: تصميت

(a. i.) : susturma, (bkz. : iskât).

tasnî'

: تصنيع

(a. i. sun'dan c. : tasnîât) : yapma. 2) düzme, uydurma, yakıştırma. 3) fels. yapıntı, fr. fiction.

tasnîât

: تصنيعات

(a. i. tasnî'in c.) : yapma, düzme, uydurma, yakıştırma şeyler.

tasnif

: تصنيف

(a. i. sınıf'dan. c. : tasnîfât) : Sınıf sınıf, takım takım ayırma, sınıflama, bölümleme.

tasnîfât

: تصنيفات

(a. i. tasnifin c.) : tasnîf edilmiş eserler.

tasrî'

: تصريع

(a. i.) : ed. 1) bir beytiniki mısraını da kafiyeli yapma, (bkz. : musarra'). 2) bütün mısraları kafiyeli manzume yazma.

tasrif

: تصريف

(a. i. sarf'dan) : 1) (c. : tasârîf) istediği yolda idare [Allah hak.] 2) (c. : tasrîfât) : gr. bir kelimenin çekimi, * çekim. İlm-i tasrif : gr. gramer.

tasrîfât

: تصريفات

(a. i. tasrifin c.) : gr. tasrifler, * çekimler.

tasrîh

: تصريح

(a. i. sarh'dan. c. : tasrîhât) : çık açık söyleme, söylenme, açıktan açığa bildirme, bildirilme, belirtme, belirtilme. Bi-t-tasrîh : tasrih suretiyle, açıktan açığa bildirerek (bkz. : tasrîhen).

tasrîhât

: تصريحات

(a. i. tasrîh'in c.) : açık söylemeler, belirtmeler.

tasrîhen

: تصريحا

(a. zf.) : açıktan açığa bildirerek.

tastîh

: تسطيح

(a. i. sath'dan) : bir şeyf yassı ve düz etme, yassıltma.

tastîr

: تسطير

(a. i. satr'dan) : satır dizme, . yazı yazma, yazılma.

tasvîb

: تصويب

(a. i. savâb'dan. c. : tasvî-bât) : 1) doğru bulma. 2) uygun görme.

tasvîbât

: تصويبات

(a. i. tasvîb'in c.) : doğru bulunan, uygun görülen şeyler.

tasvîben

: تصويبا

(a. zf.) : tasvîbederek, doğru bularak, uygun görerek, görülerek.

tasvîb-kerde

: تصويب كرده

(a. f. b. s.) : tasvîb-olunmuş, doğru bulunmuş, uygun görülmüş.

tasvîg

: تصويغ

(a. i. sîga'dan. c. : tasvîgat) : kahpiaştırma, kalıp şekline koyma, konulma; eritip kalıba dökme.

tasvîgat

: تصويغات

("ga" uzun okunur, a. i. tasvîg'in c.) : kalıplaştırmalar; eritip kalıba dökmeler.

tasvir

: تصوير

(a. i. sûret'den c. : tasvîrât,tesâvîr) : 1) resmini yapma. 2) resim; figür; portre, (bkz. : suret). 3) ed. yaziyle tarif etme, (bkz. : tavsif).

tasvîr-i hümâyûn

:  

pâdişâhın resmi.

tasvîr-i mücessem

:  

canlı resim.

tasvîrât

: تصويرات

(a. i. tasvîr'in c.) : tasvirler, resmini yapmalar.

tiasvît

: تصويت

(a. i. savt'den) : seslenme, seslendirilme, ses çıkarma.