tâî

: تائی

(a. s.) : harfine mensup, t ile ilgili. Masdar-ı tâî : sonunda t bulunan masdar : sahavet, sefâhet. . gibi.

tâî

: طائی

(a. h. i.) : Tayy kabilesinden olan, Tayy kabilesine âit, onunla ilgili.

tâib

: تائب

(a. s. tevbe'den) : 1) tövbeeden. (bkz. : tevbe-kâr). 2) i. erkek adı. 3) XVIII. asırda. Lâle Devri'nde şâirlerin reisi sayılan şâir Osman Efendi.

tâif

: طائف

(a. s. tavaf'dan) : 1) tavaf eden, etrafını dolaşan, dönen. 2) Arabistan'da Mekke yakınında bir şehir.

taife

: طائفه

(a. i. c. : tavâif) : 1) bölük, takım, güruh, fırka. 2) kavim, kabîle. 3) tayfa, gemi işçisi.

tâife-i bâgiyye

:  

isyan eden güruh.

tâil

: طائل

(a. i.) : fayda, yarar. Bî-tâil : faydasız, boşuna. Lâ-tâil : menfaatsiz, beyhude, boşuna.

tâir

: طائر

(a. s. tayerân'dan) : 1) uçucu, uçan. 2) i. kuş. (bkz. : mürg). Nesr-üt-tâir : astr. nesir burcu, kartal takımyıldızı.

tâir-i hayâl

:  

muhayyile kuvveti.

Tâir-i kudüs

:  

Cebrail aleyhisselâm.

tâir-i pür-neş'e

:  

neşeli kuş.