tafaddul |
: | تفضل |
(a. i. fadl'dan) : üstünlük taslama, (bkz. : tafazzul). |
tafarât |
: | طفرات |
(a. i. tafra'nın c.) : ilmiyede (sarıklılar sınıfında) rütbeler, derece almalar. |
tafattun |
: | تفطن |
(a. i. fatânet'den) : anlama, akıl erdirme, (bkz. : idrâk, teakkul, tefehhüm). |
tafattur |
: | تفطر |
(a. i.) : yarılma, açılma ayrılma, (bkz. : infitâr). |
tafazzul |
: | تفضل |
(a. i. fazl'dan) : üstünlük taslama, (bkz. : tafaddul). |
tafdîh |
: | تفضيح |
(a. i.) : rezîl etme. (bkz. : tafzîh). |
tafdîl |
: | تفضيل |
(a. i. fadl'dan. c. : tafdîlât) : birini ötekilerinden üstün tutma, 2) gr. * en-üstünlük, fr. superlatif. İsm-i tafdîl : mukayese ve üstünlük gösteren sıfat. [Arapça'da "ef'al" vezninde : "ekber, ahmer. . " gibi; dilimizde "daha, en, pek, cok" edatlariyle : "daha güzel, en güzel, pek güzel, çok güzel. " gibi, eskî Türkçe'de : "-rek, rak" ekleriyle : "küçürek, ufarak. . " gibi; Farsça'da : "-ter, -terin" edatlariyle : "büzürk-ter, bü-zürk-terin. . " gibi. edatlarla yapılır] |
tafdîlât |
: | تفضيلات |
(a. i. tafdîl'in c.) : tafdil-ler, * en üstünlükler. |
tafra |
: | طفره |
(a. i.) : 1) yukarıya sıçrama, atlama. 2) yukarıdan atıp tutma. 3) (c. : tafarât) ilmiyede (sarıklılarda) rütbe, derece alma. |
tafra-endâz |
: | طفره انداز |
(a. f. b. s.) : (bkz. : tafra-furûş). |
tafra-furûş |
: | طفره فروش |
(a. f. b. s.) : yukarıdan atıp tutan. |
tafra-furûşâne |
: | طفره فروشانه |
(a. f. zf.) : yukarıdan atıp tutarak. |
tafsil |
: | تفصيل |
(a. i. fasl'dan. c. : tafsilât) : etrâfiyle, etraflı olarak bildirme, uzun uzadıya anlatma, açıklama. |
tafsilât |
: | تفصيلات |
(a. i. tafsîl'in c.) : etraflı olarak bildirmeler, uzun uzadıya anlatmalar, açıklamalar. |
tafsilât-ı mâlâyânî |
: |
boş uzatmalar. |
|
tafsîlât-ı meşrûha |
: |
izah edilmiş tafsilât |
|
tafsîlen |
: | تفصيلا |
(a. z) : uzun uzadıya. (bkz. : mufassalan) |
tâfte |
: | تافته |
(f. i.) : tafta, düz ve donuk olan bir çeşit ipekli kumaş. |
tâft-hâne |
: | تافتخانه |
(f. b. i.) : matbaa, basımevi. |
taftîn |
: | تفطين |
(a. i. fatânet'den) : akıl erdirtme, anlatma, (bkz. : tefhim). |
tafzîh |
: | تفضيح |
(a. c. : tafzihât) : rezîl etme. |
tafzîhât |
: | تفضيحات |
(a. i. tafzîh'in c.) : rezîl etmeler. |
tafzîz |
: | تفضيض |
(a. i.) : gümüşleme, gümüşlenme; gümüş kaplama. |