şelâcim

: شلاجم

(a. i. şelcem'in c.) : şalgamlar.

şelâlât

: شلالات

(a. i. şelâle'nin c.) : büyük çağlıyanlar.

şelcem

: شلجم

(a. i. c. : şelâcim) : şalgam.

şelel

: شلل

(a. i.) : 1) (bkz. : şell). 2) biy. vücuttaki renkli lekeler. 3) iskorbüt. 4) hek. sarı benek, gözde ağtabakanın en hassas noktası.

şelel-i asfer

:  

biy. sarı benek.

şelel-i intâşiyye

:  

bot. çimlenme beneği.

şele-i şem'î

:  

anat. işitme beneği.

şeleng

: شلنگك

(f. i.) : oyuncunun, soytarıların sıçramaları, perende atmaları ve ayaklan kıçlarını döve döve koşarak idman yapmaları.

şelgam

: شلغم

(f. i.) : şalgam.

şell

: شل

(a. i.) : çolaklık, elin, kolun eğri oluşu.

şellâle

: شلاله

(a. i. c. : şelâlât) : büyük çağlıyan.

şelvâr

: شلوار

(f. i.) : şalvar.

şelvâr-bend

: شلواربند

(f. b. i.) : uçkur.

Şelyâk

: شلياق

(a. h. i.) : as(r. Lyra burcu, lât. : Lyrae; fr. la Lyre. [Herkül burcunun yanındadır]