şec |
: | شج |
(a. i.) : baş yarma. |
şecaat |
: | شجات |
(a. i.) : yiğitlik, yüreklilik, (bkz. : besâlet, hamaset). |
şecc |
: | شج |
(a. i.) : geminin denizi yararak yol alması. |
şeccât |
: | شجاعت |
(a. i. şecce'nin c.) : başta ve yüzde meydana getirilen yaralar. |
şecce |
: | شجه |
(a. i. c. : şeccât, şicâc) : file. başa ve yüze vurarak meydana getirilen yara. |
şecce-i âmme |
: |
hek. beynin en üstteki zarının yırtılması. |
|
şecce-i bazıa |
: |
hek. derisi kesilen yara. |
|
şecce-i dâmia |
: |
fık. kan çıktığı halde cerahat yerinde birikip akmıyan yara. |
|
şecce-i dâmiyye |
: |
fık. kanı akan yara. |
|
şecce-i hârısa |
: |
fık. derisi yırtıldığı halde kan çıkmıyan yara. |
|
şecce-i muvazzaha |
: |
fık. kemiği meydana çıkıp görünen yara. |
|
şecce-i munakkale |
: |
fık. kemik kırılmakla beraber yerinden oynamış olan yara. |
|
şecce-i mütelâhime |
: |
fık. deri ile etin de kesilmiş olduğu yara. |
|
şecce-i simhâk |
: |
fık. kemik üzerindeki zar gibi ince deriye kadar yırtılıp fakat o deri yırtılmamış olan yara. |
|
şecen |
: | شجن |
(a. i. c. : eşcân, sücûn) : dal, budak, kol. Zû-şecen : dallı, budaklı. |
şecer |
: | شجر |
(a. i. c. : eşcâr) : ağaç. (bkz. : dıraht). |
şecer-i ketira |
: |
bot. geven. |
|
şecer-i laden |
: |
bot. laden ağacı |
|
şecer-i lisân-ı usfûr |
: |
bot. dişbudak ağacı. |
|
şecer-i mışmış |
: |
bot. kayısı ağacı. |
|
şecer-i rummân |
: |
bot. nar ağacı. |
|
şecer-i süleymân |
: |
bot. katran ağacı. |
|
şecer-i temr |
: |
bot. hurma ağacı. |
|
şecer-i tîn |
: |
bot. incir ağacı. |
|
şecer-i tuffâh |
: |
bot. elma ağacı. |
|
şecer-i tûr |
: |
(bkz. : nahl-i tûr) şecer-ül-bellût : bot. meşe ağacı. |
|
şecer-ül bunduk |
: |
bot. fındık ağacı. şecer-ül-lıubz : bot. ekmek ağacı. şecer-ül-hür : bot. kavak |
|
şecer-ül-levz |
: |
bot. badem ağacı. şecer-ül-hür-i beyzâ : bot. akkavak. |
|
şecer-ül-levz |
: |
bot. badem ağacı. şecer-ün-neb' : bot. kayın ağacı. şecer-üs-sınâr : bot. çınar ağacı. |
|
şecerât |
: | شجرات |
(a. i. şecere'nin c.) : şecereler. |
şecere |
: | شجره |
(a. i. c. : şecerât) : 1) küçük ağaç, bir tek ağaç |
şecere-i hayat |
: |
biy. hayat ağacı. 2) soy ağacı, bir ailenin soyunu sopunu gösteren cetvel, (bkz. : silsile-nâme). |
|
şecerî |
: | شجری |
(a. s.) : seçerle ilgili, şecere, ağaca âit. Hatt-ı şecerî. (bkz. : hatt). Hurûf-i şeceriyye : ağaç dailariyle çizilen harfler. |
şecer-istân |
: | شجرستان |
(a. f. b. i.) : ormanlık, ağaçlık yer. (bkz. : meşcere). |
şeci, şecîa |
: | شجيع ، شجيعه |
(a. s. şecâat'den. c. : şicâ', şüceâ, şüc'ân) : cesur, yürekli, yiğit. |
şecîr |
: | شجير |
(a. i.) : kısa, küçük ağaç. |