şeb

: شب

(f. i. c. : şebân) : gece. (bkz. : leyi, şev). Rûz û şeb : gündüz ve gece.

şeb-i arûs

:  

gelin gecesi; Mevlânâ'nın öldüğü gece.

şeb-i ask

:  

aşk gecesi.

şeb-i gamm

:  

gam gecesi.

şeb-i hicran

:  

hicran gecesi, ayrılıkla geçirilen gece.

şeb-i tarîk

:  

karanlık gece.

şeb-i yeldâ

:  

yılın en uzun aecesi. [22 Aralık]

şeb ü rûz

:  

gece gündüz.

şebâat

: شباعت

(a. i.) : tokluk, tamamlık, dolgunluk, (bkz. : şibâ')

şebâb

: شباب

(a. i.) : gençlik, tazelik, civanlık. '

şebabet

: شبابت

(o. i.) : (bkz. : şebâb).

şebah

: شبح

(a. c. : eşbâh) : ceset; cüs-se, cisim, şahıs.

şebâhet

: شباهت

(a. i.) : benzeme, benzeyiş, (bkz. : müşabehet)

şebâik

: شبائك

(a. i. şebîke'ninc) : (bkz : şebeke).

şebâket

: شباكت

(a. i.) : ağ ve kafes gibi örülme.

şeb'ân

: شبعان

(a. s. şib'den. c. : şibâ') : ok, doymuş, (bkz. : sîr). Batn-ı şeb'ân : tok karın, karnı tok.

şebân

: شبان

(f. i. şeb'in c.) : geceler.

şebâne

: شبانه

(f. s.) : geceye âit, gece ile ilgili, gecelik, gece vakti olan.

şebân-gâh

: شبانگاه

(f. b. i.) : 1) geceleyin, gece vakti. 2) gecelenecek yer.

şebân-geh

: شبانگه

(f. b. i.) : (bkz. : şebân-9âh).

şebân-rûz

: شبانروز

(f. b. s.) : "gece gündüz" : 24 saatlik zaman.

şeb-âvîz

: شب آويز

(f. b. i.) : ishak kuşu. [ayağından asılarak baş aşağı sarkar ve öter]

şebb

: شب

(a. i.) : şap.

şeb-bûy

: شببوی

(f. b. i.) : bot. şebboy, lât. matthiola incana.

şeb-çirâg

: شبجراغ

(f. b. i.) : gece parlıyan yakut.

şeb-dîz

: شبديز

(f. b. s.) : "gece renkli" : 1) karayağız at. 2) Hüsrev Pervîz'in meşhur atınınadı.

şeb-efrûz

: شب افروز

(fi. b. s.) : geceyi aydınlatan.

şebeh

: شبه

(a. i.) : benzer, benzeyiş.

şebeke

: شبكه

(a. i. c. : şibâk) : 1) avcı; balık ağı. 2) ağ gibi yapılmış, gerilmiş hat ve yolların mecmuu. 3) s. kafes şeklinde olan. 4) ıskara. 5) anat. ağ şeklinde olan nesiçler ('dokular). 6) kötü niyetlerle gizli kurulan topluluk.

şebekî

: شبكی

(a. s.) : 1) şebekeye mensup, şebeke ile ilgili. 2) anat. ağsı, ağımsı.

şeb-engîz

: شب انگيز

(f. b. s.) : gece kuşu, yarasa.

şeb-gerd

: شبگرد

(f. b. i.) : 1) gece dolaşan kol, bekçi. 2) Ay. (bkz. : Kamer, Mâh).

şeb-gîr

: شبگير

(f. b. s.) : 1) gece uyumıyan. 2) gece giden kervan. 3) sabah vakti. 4) sabah kuşu.

şeb-gîrî

: شبگيری

(f. b. i.) : gece uyuyama-ma, uykususluk, fr. agrypnie.

şeb-gûn

: شبگون

(f. b. s.) : "gece renkli" : kara. (bkz. : şeb-reng).

şeb-hân

: شبخوان

(f. b. s.) : gece öten bir cins bülbül.

şebhiz

: شبخيز

(f. b. s.) : geceleri uyanıp kalkan ve iş gören.

şeb-hûn

: شبخون

(f. b. i.) : gece baskını, (bkz. : şebîhûn)

şebîh

: شبيه

(f. s. şibh'den) : benziyen, ben-zeyici. (bkz. : mânend, mümasil, müşabih, nazîr).

şebîhûn

: شبيخون

(f. i.) : gece baskını, (bkz. : şeb-hûn).

şebîke

: شبيكه

(f. i.) : 1) (bkz. : şebeke) 2) batı taraflarında Arapların giydikleri hasırdan örülmüş bir başlık.

şeb-istân

: شبستان

(f. b. i.) : 1) yatak odası. 2) gece ibâdetine mahsus oda. 3) harem dâiresi.

şeb-külâh

: شبكلاه

(f. b. i.) : gecelik külah.

şeb-nem

: شبنم

(f. b. i.) : çiy. (bkz. : nedâ).

şeb-pere

: شبپره

(f. b. i.) : zool. yarasa, (bkz. : huffâş).

şeb-reng

: شب رنگك

(f. b. s.) : "gece renginde olan" : siyah.

şeb-rev

: شبرو

(f. b. s.) : gece giden, gece yolculuğu eden.

şeb-tâb

: شبتاب

(f. b. i.) : ateş böceği.

şeb-tâ-be-seher

: شب تا بسخر

(f. a. zf.) : geceden sabaha kadar.

şeb-zinde-dâr

: شب زنده دار

(f. b. s.) : 1) geceleri işle meşgul olan. 1) gece uyumayıp ibâdet eden. 3) gece bekçisi.

şeb-zinde-dâr-ı sohbet

:  

sohbetin şepzindedân; sohbetle sabahlıyan.