þâm

: شام

(a. i. þâme'nin c.) : benler [vücuttaki] , (bkz. : þâmât)

þâm

: شام

(f. i.) : akþam. þâm-ý muðber : dargýn, gamlý akþam.

þâm u seher

:  

akþam sabah.

þâmât

: شامات

(a. i. þâme'nin o.) : benler [vücuttaki-] , (bkz. : þâm).

þâme

: شامه

(f. i.) : [kadýn] baþörtüsü, (bkz. : burka', lesme).

þâme

: شامه

(a. i. c. : þâm, þâmât) : ben [vücuttaki-] , (bkz. : hâl).

þâme-geþ

: شامه گش

(f. b. s.) : baþýna örtü alan.

þâme-güþâ

: شامه گشا

(f. b. s.) : baþörtüsünü açan kadýn.

þâm-gâh

: شامگاه

(f. fc. i.) : akþam vakti. (bkz. : þâm-geh).

þâm-geh

: شامگه

(f. b. i.) : akþam vakti, (bkz. : þâm-gâh).

þâmî

: شامی

(o. s.) : 1) Þamlý. 2) Þam þehri ile ilgili, (bkz. : Dimiþkî).

þâmih, þâm Ýha

: شامخ ، شامخه

(a. s. c. : þevâmih) : 1) yüksek, (bkz. : âlî, mürtefi'). Cibil-i þâmiha : yüksek daðlar. 2) kibirli, azametli.

þâmiha

: شامخه

(a. i.) : hek. beyinde, kemikte ve vücudun baþka yerlerinde tabîî olarak görülen çýkýntýlar.

þâmil, þâmile

: شامل ، شامله

(a. s. þümûl'den) : 1) içine alan, kaplýyan, çevreliyen. 2) [birincisi] erkek adý.

þâmm

: شام

(a. s. þemm'den) : koku alan, koku alýcý; koklýyan. [müen. : "þâmme"] . Kuvve-i þâmme : koku alma kuvvet ve hassasý.