şakaik

: شقائق

("ka" uzun okunur, a. i. şakîka'nın c.) : şakayık

Şakaik-ün-nu'mân

:  

bot. gelincik, [şakîka : arapçada "yarık, çatlak şey; yarım baş ağrısı" mânâlarına gelir]

şaka i k-i nu'mâniyye

:  

ed. XVI. asır âlimlerinden Taşköprülü Zade Ahmed Şemsettin Efendinin arap-ça olarak yazmış olduğu meşhur biyografya eseridir. [Mecdi Efendi tarafından tercüme edilmiştir. Bu esere yazılmış olan zeyiller arasında Atâî'-nin, Şeyhî'nin ve Uşşâkî Zâdeninkiler meşhurdur]

şakayıkıyye

: شقايقيه

(a. i.) : bot. deniz şakayıkları, fr. actinaires.

şakırrâk

: شقراق

(a. i.) : yeşil, kırmızı ve beyaz renklerle süslü bir kuş. ["şıkırrâk" şekli de kullanılır]

şâkî

: شاكی

(a. s. şikâyet'den) : şikâyetçi, şikâyet eden. (bkz. : müştekî).

şâki'-s-sMâh

:  

âletleri ve silâhları pek keskin olan kimse.

şakî

: شقی

(a. s. şekavet'den) : 1) bahtsız, fena hareketli, haylaz, habîs. 2) haydut, yol kesen. '

şakîk

: شقيق

ikive bölünmüş bir şeyin her parçası. 2) i. ana ba bir olan erkek kardeş.

şakika

: شقيقه

(a. s. c. : şakaik) : 1) yarık, çatlak, ortasından yarılmış şey. 2) i. ana baba bir olan kız kardeş 3) yarım baş ağrısı.

Şakîkıyye

: شقيقيه

(a. i.) : bot. düğünçi-çeğigiller, fr. renonculacees.

şâkle

: شاكله

(a. i. c. : şevâkil) : 1) yol, tarîk, mezhep, meslek. 2) yaradılış, (bkz. : tıynet).

şâkir

: شاكر

(a. s. şükr'den) : 1) şükreden, gördüğü iyiliğe karşı duâ eden. (bkz. : müteşekkir). 2) i. erkek adı.

şâkird

: شاكرد

(f. i. c. : şâkirdân) : 1) talebe ("öğrenci). 2) çırak, yamak. 3) stajyer [aslı : "şâgird' olduğu halde "şâkird" şekli yaygındır]

şâkirdân

: شاكردان

(f. i. şâkird'in c.) : şakirtler, [aslı : "şâgirdân" dır]

şâkirdân-ı ehl-i hiref

:  

tar. sarayda ehl-i hiref denilen sanatkârların yanında çırak olarak çalışan kimseler.

şakk

: شق

(a. i. c. : şükuk) : 1) yarma, yarılma, çatlama; yırtma, paralama; kırma. 2) yarık, çatlak.

şakk-ı şefe

:  

ağız açma, konuşma.

şakk-ı silviyüs

:  

biy. silviyüs yarığı.

şâkk, şâkka

: شاق ، شاقه

(a. s. meşakkat'den) : zahmetli, eziyetli. Hidemât-ı şâkka : zahmetli ve kaba işler : [toprak kazmak, taş taşımak gibi-]

şâkk-ı asâ

:  

değneği yarmak; mec. topluluktan ayrılmak.

şakrak

: شقراق

(a. i.) : san asma nevinden bülbül "gibi öter bir kuş.

şakul

: شاقول

("ku" uzun okunur, a. i.) : geo. *çekül, fr. fil â plomb.

şakulî

: شاقولی

("ku" uzun okunur, a. s.) : mat. 1) şakule mensup, şakul ile ilgili. 2) geo. düşey, fr. vertcial.