şâb |
: | شاب |
(f. i.) : şap. |
şa'b |
: | شعب |
(a. i. c. : şuûb) : 1) cemaat, taife; kabîle. 2) Kızıldenizden çıkanları dallı budaklı taşlar. |
şa'bân |
: | شعبان |
(a. i. c. : şaâbîn) : 1) arabî aylarının sekizincisi, ramazandan önce gelen ay 2) erkek ad |
Şa'bâniyye-i Halvetiyye |
: | شعبانيهء خلوتيه |
(a. b. h. i.) : tas. Halvetiyye Tarikatı aslî şubelerinden biri. [kurucusu : Şa'bân-ı Velî'dir] |
şâbâş |
: | شاباش |
(f. i.) : takdir etme, beğenme, "aferin!" deme. (bkz. : hâşâ) |
şâbâş-hân |
: | شاباش خوان |
(f. b. s.) : beğenip alkışlıyan, aferin diyen, (bkz. : âferîn-hân, tah-sîn-nân). |
şâbb |
: | شاب |
(a. s. ve i. şebâb'dan. c. : şübbân) : genç, delikanlı; yiğit. Şeyh ü şâbb : ihtiyar ve genç |
şâbb-ı emred |
: |
henüz sakalı, bıyığı çıkmamış olan genç. |
|
şa'beze |
: | شعبذه |
(a. i.) : el çabukluğu, hokkabazlık, (bkz. : şu'bede). |
şa'beze-bâz |
: | شعبذه باز |
(a. f. b. s. ve i.) : hokkabaz. |
şâb-hâne |
: | شابخانه |
(f. b. i.) : şap çıkarılan yer |